Adrasan Koyları – Sulu Ada istikameti :
Adrasan koylarını anlatmak için iki güzergah belirlemek gerekir. Adrasan Koyunun sol tarafında Pırasalı Ada, sağ tarafında Sulu Ada istikametidir.
2) Sulu Ada İstikametindeki Koylar:
Balıkçı Barınağı:
Adrasan’dan uzaklığı, deniz yoluyla 500 m dir. Fort Otelin önünden geçen orman yolu ile Balıkçı Barınağına ulaşılabilir. Yol deniz seviyesinden 15 -20 m yüksektedir.
Adrasan Koyunun sağ tarafında ilk koy, balıkçı barınağı olarak kullanılmaktadır. Balıkçı barınağından önce, ufak bir kumsal vardır. Bu ufak kumsal, balıkçı barınağıyla birleşerek biraz daha büyük, doğal bir koy oluşturur.
Uzun zamandır bu koyun çıkışına bir mendirek yapılarak, balıkçılar ve Adrasan tekneleri için ufak çaplı da olsa, bir sığınma ve barınak yeri yapılması planlanmaktadır. Bu zamana kadar, balıkçı barınağına yakın otel işletmecilerinin, kirlenme olabilir gerekçesiyle, yaptıkları haklı eleştiriler karşısında, bu zamana kadar yapılamamış bir proje olarak kalmıştır.
Adrasan Feneri:
Adrasan’dan uzaklığı, deniz yoluyla 3 km dir. Fort Otelin önünden geçen orman yolu ile Balıkçı Barınağına gelmeden önce ormanın içine saparak, taş taş üzerine konularak yapılmış işaretleri takip ederek, Adrasan Fenerine giden patika yol takip edilerek ulaşılır. Fenercinin evi deniz seviyesinden 5 – 6 m yukarıdadır. Adrasan Fenerinin, deniz seviyesinden yüksekliği 15 – 20 m dir. Fenercinin evi ormanla içi içedir.
Adrasan Feneri, Adrasan Koyunun sağ çıkışında bulunmaktadır. Bu bölgede deniz dibinde bir çok yükseltinin bulunması ve bu yükseltilerin, özellikle kış aylarında, fırtınalı günlerde büyük tekneler için çok fazla tehlike oluşturduğundan ve geçmişte bu bölgede deniz kazaları yaşandığından, fener yapılma ihtiyacı doğmuştur. Koyda şimdilerde kullanılmayan ufak bir fenerci kulübesi bulunmaktadır.
Yaz aylarında, güney ve güney batıdan şiddetli rüzgarlar estiğinde, Günlük turdan dönen tekneler için bekleme ve dinlenme yeri olmaktadır. Bu fenerin konumu çok güzeldir. Bana göre, mistik bir havası vardır. Adrasan Koyunun tamamına hakim bir konumu vardır.
Hacivat Burnu:
Adrasan’dan uzaklığı, deniz yoluyla 5 km dir. Karadan yolu yoktur. Bu bölgede kara, çok dik olarak denize doğru inmektedir.
Denizin kıyısında, kıyıdan ayrı duran 10 m yüksekliğindeki sivri taşın en üst kısmındaki sivriliğin, Hacivat’ın kukuletasına benzemesi sebebiyle, Hacivat ismini almıştır. Bu sivri burnun ön tarafında, deniz içinden 6 m derin kısımından sonra başlayan, 40 – 50 m yi bulan çıkıntısıyla, Adrasan Koyunun Sulu Ada tarafında kalan son çıkış kısmı gibidir. Bu özelliği güney ve güney batıdan gelen havalarda anlamak, daha belirgin olmaktadır. Özellikle, güneyden gelen sert havalarda, Hacivat Burnu dönüldüğünde, deniz hemen sakinleşmeye başlar.
Hacivat Burnundaki çıkıntı, su yüzüne çok yakın olduğu için, özellikle dalgalı günlerde, bölgeyi bilmeyen gemiciler için tehlikeli olabilmektedir. Denizcilerin, denizde gördükleri çıkıntılardan uzak geçmeleri, kendi can ve mal güvenlikleri için çok önemlidir. Ayrıca dalgalı günlerde, bu türden çıkıntı ve yükseltilerin olduğu yerlerin yakınlarında, dalgalar daha fazla rahatsız edici olur. Bu sebeple, bu bölgelerden uzak durulması iyi olur.
Hacivat Burnu, meşhur bir tüplü dalış bölgesidir. Dip yapısının büyük kayalıklardan oluşması, balık popülasyonu’nu arttırıcı özelliğe sahiptir. Bunu bilen zıpkınla dalan dalgıçlarda, bu bölgeyi tercih etmektedirler.
Cankurtaran Koyu:
Adrasan’dan uzaklığı, deniz yoluyla 6 km dir. Karadan yolu olamayacak kadar yüksek yamaçlara sahip bir yer olması dolayısıyla, av hayvanları bu bölgeye sokulduklarında, kimse vurulan hayvanı alma ihtimali olmadığı için, hayvanları vurmaya kalkmazmış. Bu sayede av hayvanları canlarını kurtardığı için buraya bu ismi vermişler.
Yay gibi uzanan, çok girintisi olmayan, ufak bir kumsalı olan bir koydur. Teknelerin geçiş yolu üzerinde olan bir koydur. Uğrak yeri değildir.
Hurma Koyu:
Adrasan’dan uzaklığı, deniz yoluyla 7 km dir. Karadan patika yollarla ulaşmak mümkündür. Korunaklı bir koy olması dolayısıyla, ağaçlar denize kadar yaklaşmaktadır. Küçük bir koydur. Ufak, çakıl taşlarıyla kaplı, bir sahili vardır.
Vakti zamanında burada bulunan tek bir hurma ağacından dolayı bu ismi almış. Şimdilerde hurma ağacı görmek mümkün değildir. Buraya zaman zaman günlük tur tekneleri uğramaktadır. Genellikle, zıpkınla balık avı yapmak isteyen Adrasanlı veya dışarıdan gelenlerin uğrak yeridir.
Karataş Yalısı (Eşekli Koy):
Adrasan’dan uzaklığı, deniz yoluyla 9 km dir. Karadan ulaşmak için, Likya Yolundan ormanın içinde yol bulmaya çalışarak varılabilir. Likya Yolundan ayrıldıktan sonra patika yolların olduğunu zannetmiyorum.
Uzaktan bakıldığında, ağaçların denizin içine kadar uzandığı, kumsal bir plaja benzemesine karşılık, sahili iri taşlarla kaplı bir sahili vardır. Güzel görünümlü bir koydur. Uğrak bir koy değildir. Bir zamanlar sahilinde bir eşek tek başına yaşardı. Sahile çıktığınızda hemen yanınız gelirdi. Birkaç senedir eşeği göremiyorum.
Amerikan Koyu:
Adrasan’dan uzaklığı, deniz yoluyla 10 km dir. Karadan yolu yoktur. Çok dik duvarlarla denize ulaşmaktadır.
Eski adıyla Kelleci Koyu. Amerikalı arkeologların, Gelidonya Batığını bulmak amacıyla yaptıkları dalışlara üst olarak burayı seçmelerinden dolayı, Amerikan Koyu olarak anılmaktadır.
Sualtı Arkeolojisinin doğuşu bundan 40 yıl önce Bodrum’da olmuştur. Bundan önceki tarihlerde de deniz dibinden eserler çıkarılmış, batıklar üzerinde incelemeler yapılmıştı, ama bildiğimiz şekilde, bilimsel anlamda ilk sualtı kazısı Türkiye’de gerçekleşmiştir. Bu kazı, Gelidonya Batığı kazısıdır.
Geç Tunç Devri‘ne ait olduğu anlaşılan Gelidonya Batığı, 1960 yılının Haziran ile Eylül ayları arasında gerçekleştirildi. 26 – 28 m derinlikleri arasında olan batığın üzerine, bir süngerci teknesi olan “Lütfu Celil” demirlendi. Ekip, kazı yerinden, tekneyle bir saat mesafedeki sahilde, kamp kurdular. Kamp yerinin en büyük özelliği, gerek günlük kullanım, gerekse çıkacak eserlerin tuzdan arındırılması için gereken, duvar şeklinde yükselen kayalardan doğal olarak çıkan, tatlı su kaynağına sahip olmasıydı.
Adrasan Koyları – Sulu Ada İstikameti
Bütün kanıtlar, geminin, bir Suriye-Filistin limanından yola çıkmış, içinde Suriyeli bir tacirle birlikte seyreden erken dönem bir Fenike ticaret gemisi olduğu yönündedir. Bu nihai karar, Fenikelilerin Geç Tunç Devri döneminde Greklerin, deniz ticareti tekelini henüz kıramamış olduklarını öne süren, daha önceki yanlış fikri değiştirmiştir.
Gelidonya batığıyla ilgili hikayenin tamamını okumak için http://www.denizinsesi.com/02-gelidonya.html linkine bakabilirsiniz.
Sulu Ada:
Adrasan’dan uzaklığı, deniz yoluyla 11 km dir. Üzerinden, içilecek lezzette, buz gibi bir su çıktığı için, Sulu Ada olarak isimlendirilmiştir. Adrasan’dan gelirken Sulu Adaya bakıldığında, denize doğru sırt üstü uzanmış bir adamın bütün yüzü hatlarını ada yüzeyinde görmek mümkündür.
Sulu Ada dalışa yasak sahadır. Bu adada her türlü dalış; tüplü dalış (Scuba diving), serbest dalış (Free Diving) gibi…
Adrasan Koyları – Sulu Ada İstikameti
Adrasan Koyları – Sulu Ada İstikameti
Sulu Ada bir çok oyuk kovuk ve adanın açık deniz tarafında, tekne ile adanın diğer tarafına geçebileceğiniz bir delik vardır. Bu delik, yüz yılarca süren bir süreç içinde oluşan büyük bir mağara oluşumunun, çökmesi neticesinde oluşmuştur. Bu çöküntü alanında geçerken fotoğraf çekmemek mümkün değildir.
Sulu Adanın, günlük tur teknelerinin ve diğer teknelerin uğradığı iki güzel, kum sahili vardır. Özellikle, ana kara ile boğaz yaptığı yerdeki ufak kumsal, beyaz dokusuyla çok güzeldir. Adrasan’a gelenlerin Sulu Adayı görmesini hararetle tavsiye ederim.
Adrasan Koyları – Sulu Ada İstikameti
Sulu Adanın Gizemli Yerlerinin Videosu: https://youtu.be/QpDVtGZmqXs