Aynı Rapalada iki Palamut Birden Yakaladık :
Denizde pek çok balık yemi kapma yarışı içindedir. Bunun en güzel göstergesi böyle bir avdır. Bu avda da görüldüğü gibidir. Balıklar aynı yeme hamle yapabilirler. Hatta birinin avladığı yemi tam olarak yutmaması halinde diğerleri de o yeme hamle yapma isteği içinde olurlar. Bu bölüşme isteğinin dışında, yemim kapanın elinde kalacağının bir göstergesidir. Bu durum bize denizde rekabetin ne kadar üst düzeyde olduğunu göstermektedir.
Denizdeki yeme rekabeti aynı boy balıklar arasında yemi kapma boyutundadır. Oysa işin içine bir de büyük boylar katılırsa, mücadele ölümcül bir hal alır. Büyük balık bu durumda yemi kapan ufak balığı kapabilir. Böyle bir av esnasında büyüğün küçüğü yediğine şahit oluruz. Birçok avcı, etçil balıkta durum böyledir. Benim denizde şahit olduğum avlardan Orkinos, Barakuda, Balon Balığı avlarında durum böyleydi. Bu yüzden denizde aynı boyları bir arada sürü olarak görürüz. Sürüler karma boylardan bir araya gelmez. Benim gördüklerim içinde bir tek bu durum Akya ailesi için geçerli değildir. Akyaların büyük boyları değişik boylarda bir arada dolaşabilirler. Ama onlarda da 1 Kg olanlarla, 3 – 5 Kg olanları bir arada dolaşmaz.
Balıklar beraber dünyaya geldikleri boylarla beraber bir ömür geçirmek durumundadır. Bu tür sürüler, ancak daha büyük balıklar ve/veya avcılar tarafından avlandıkça azalırlar. Bu sürüler bir yandan azalırken bir yandan da büyüyerek daha büyük ve avcı balık olurlar. Örneğin 3 Kg üstü bir balık denizde büyük ve avcı balık sınıfındadır. Artık onu denizde avlayabilecek çok fazla balık kalmamıştır. 5 – 10 Kg üstü balıklar artık gerçek avcılardır. Genellikle düşmanları olmaz. Sadece yaralanma ve güçsüz düşme durumunda daha büyüklere yem olabilirler. Denizde güçsüz kalmak çok büyük tehlikedir. Zaten büyük ve küçük balık sürülerinin birbirine karışmama sebebi boy ve güç farkıdır. Güçlü ve hızlı avcı balıklar her zaman üstün durumdadır.
Yemden Pay Alma Çabası
Bu avda olduğu gibi ufak balıkların aynı rapalaya atlamaların temelinde biran evvel karınlarını doyurmak vardır. Avlanma moduna giren balıklar daha büyük boylar karşısında savunmasız durumdadır. Bu balıklar büyüklerin saldırına uğradıklarında biran evvel yeme modundan çıkıp, savunma moduna girmesi gerekir. Yoksa çok kolay av olurlar. Denizde yaşam kaçma, kovalamaca şeklinde devam eder.
Aynı Rapalada İki Palamut Birden Yakaladık
Aynı Oltada İki Akya Videosu: https://youtu.be/P5VMNqW2FT8
Merhaba Menderes Abi,
Balık tutmak için Adrasan’ı seçmenizin temel nedenlerini anlatabilir misiniz? Adrasan haricinde Türkiye’de başka neresi sizce balık tutmak için uygun olabilir?
Adrasan bakir bir yerdir. Her şeye rağmen halen daha bakirliğini sürdürmektedir. Bu sebeplerden dolayı Adrasan’ı seçtim. Adrasan’ı seçmemin bir sebebi de ışık ve güneşin bol olmasıdır. Denizin temiz olması ve dalmaya çok uygun olmasıdır.
Bence Türkiye’nin pek çok yeri balık tutmak için uygundur. Bu yerler içinde en bakir yerler tercih edilmelidir. Saroz Körfezi, Gökçe ada civarı balık için çok iyi olduğunu düşünüyorum. Ama kıyıları balıklara bırakıp balığın çoğalmasını sağlarsak Türkiye’nin her yeri aynı ölçüde balık avı turizmi açısından çok verimli meralar olur. İnsanoğlunun doğada ekmeden hasat yapabildiği tek yer denizlerdir. Hiç olmazsa bu verimli alanların kıyı bölgelerini nadasa çekelim. Kıyıların 300 m alanı balıklara bırakılsa Türkiye’de balık sıkıntısı çekilmez.