Balık Avı Ustalık mı Kısmet mi :

Balık avı yapan birini gördüğümüzde ona iyi dileklerimizi iletmek için “rastgele” deriz. Bu bir iyi dilek temennisidir. Bu aynı zamanda balık avını en iyi anlatan kelimedir. Balık her zaman rast geldiğinde ancak avlanabilir. Bunun dışında her türlü ustalık anlatımları, balık avı için öncesinde yapılan çalışmaları ve balık oltaya takıldıktan sonra balığı çekmek için uygulanacak tecrübeleri ifade eder. Balığın oltaya yakalanma anı kısmete tabi bir olaydır. Kısmet dışında hiç bir tanımlama balığın oltaya takılmasını anlatmak için yeterlilik ifade eden anlatımlar değildir. Eğer öyle olsaydı, anlatılan yöntemle her seferinde başarılı olunması gerekirdi.

Balık Avında Ustalık Neyi İfade Eder
Balık avında ustalık balığın davranışlarını öğrenmekle başlar. Bunun yanında en önemli bilgi deniz, hava ve doğal şartlardaki değişikliklerin balık üzerindeki etkileridir. Bu bilgiler sonsuz bir içeriğe sahip olduğundan bu bilginin ne kadarına ulaştığımız ve ne kadarını balıkçılık tecrübelerimize indirgediğimiz önemlidir. Balık avı için değişken sayısı sonsuz olduğundan, bilgiler her zaman yetersizdir.
Başarı Süreklilik ve Gelişim Gösteren Bir Süreçtir
Bir an çok başarılı av yapıyorken bir anda değişen rüzgarla beraber her şey değişebilir. Bir an önce dünyanın en iyi balıkçısı hissi ile balık avlarken bir an sonra hiç bir şey yapamaz hale gelinebilir. Bu durum değişkenlerin olayı ne kadar çabuk etkilediğini ve ne kadar hızlı bir şekilde değişkenlere ayak uydurmak gerektiğini ortaya koymaktadır. Değişimlere ayak uydurabilmek için değişim nedenlerini ve çözüm yollarını bilmek gerekir. Eğe bu bilgi bizde yoksa, yapabileceğimiz önce bildiklerimizi sıra ile denemek, sonrasında da aklımıza geleni denemektir. Hala balık avı yapamıyorsak da, mola vermek gerekir. Durup düşünmek ve yeni yöntemlerle denemeler yapmak gerekir. Belki de o gün balık avından vazgeçmek gerekir.

Balık avında ustalık her zaman sonuç verseydi, istediğimiz balıktan istediğimiz sayıda ve istediğimiz zaman diliminde avlardık. Bu mümkün olmadığı için ancak balık avından nasibimizle dönebiliriz. Bu sebeple balık avına stres yüklememek gerekir. Stres, keyifli geçme ihtimali çok yüksek olan bir avın çileye dönüşmesine sebep olur.


Denizde özgürce dolaşan balığı oltaya atlamaya ne ikna edebilir ki? Bir çok balık avı videosunda balığın yemli oltanın yanına kadar gelip bir süre takip edip inceledikten sonra çekip gittiğini görüyoruz. Belki o anı bilip olta sallanıp balığı tahrik etmek mümkün olabilir. Ama kimse bunun her sefer işe yarayacağını söyleyemez. Bütün bu veriler balığın kısmet olduğunu gösteriyor. Hatta balığa çıkmış olmak bile kısmettir. Bence nasipte yoksa hiç bir şey olmaz.
Ali, bu düşüncene aynen katılıyorum. Kısmet derken teknoloji, avı daha iyi yapmak için gösterilen çabalar, hava şartları, o gün içinde bulunduğumuz ruh hali, kaptanın o gün tekneyi doğru yerden geçirmesi ve daha pek çok şeyi kısmetin içinde olması gerektiğini belirtmek isterim. Her şey bir bütündür. Aradan parçaları çıkarıp “bu bütündür” denemez. Yoksa bütünün içinden bir parçayı çıkarıp etken budur dediğimiz zaman. Bu etkenin her zaman kesin olarak iş yapıyor olması gerekir. Ustalık her zaman iş yapar. Kesin sonuç alınır denebilir mi? Gerçek usta şunu bilir: Öğrendikçe, bilinmesi gerekenlerin ne kadar sonsuz olduğunu bilir. Yani öğrendikçe cehaletimizi fark ederiz. Bu durumda elimizde sadece kısmet kalır.