Kaçan Akya için Üzülme Gelen Akya için Şükret :
Balık avı kısmet, nasip ve rastgeledir. Balık avının tanımı konusunda en büyük ustaları bir araya toplayıp bir yıl bu konuda tartışmalarını istesek, bir yılın sonunda hepsi balık avının rastgele, kısmet ve nasip olduğunu söylerler.
İlk Balığı Kim Yakalar
Bu sonucu söyle bir örnekle doğrulamak mümkündür. Bir usta ile hiç balık avı yapmamış iki kişiyi bir tekneye koysak. Usta her ikisi için takım hazırlasa ve salsa. Oltanın birini kendisi diğerini acemi olana tutsa. Usta oltanın nasıl tutulacağını anlatsa. Sonra her ikisi balığın gelmesini beklese, sizce önce hangisine balık gelir?
Bu soru cevaplandıranlar ikiye ayrılır. Yarısı “önce ustaya gelir” der. Yarısı da “acemi her zaman daha şanslı olur” bu yüzden önce acemiye gelir der. Bu sorunun doğru cevabı; kimin kısmeti varsa önce ona gelir olmalıdır.
Kısmet Ne Anlama Gelmektedir
Bir şeyin kime nasip olacağının kararı yaratana aittir. Bu nasibin elde edilmesi için yapılması gerekenler ve yapılanlar da kaderdendir. Çabasız, emeksiz ve bilgisiz kısmetten bahsedilemez. Hepsinin bir arada bulunması gerekir. Her nasıl olacaksa, parmağını oynatmadan kısmet kimseyi gelip bulmaz. Oturduğun yerden kısmet olmaz. Bunun en güzel tanımı; balık avına çıkmadan balık avı yapılması mümkün değildir. Ancak balıkçıdan balık satın alınması mümkündür. O da yaratan bize o balığı alacak kazancı takdir etmişse. Birilerinin tanımlamaya çalıştığı gibi yaratanın takdiri dışında bir iş yapılması ancak kaosla açıklanabilir. Kaos’un olduğu yerde sistemden, düzenden, ahenkten bahsedilemez.
Balığın Oltaya Gelesi de Kaçması da Kısmettir
Bu yüzden balık yakalamak ne kadar kısmet işiyse, balığı kaçırmak da kısmet işidir. Bu durumda kaçırdığımız balığa üzülmek yerine yaptığımız hatayı tespit edip düzeltme gerekir. Hatayı düzelttiğimiz gibi, bir daha tekrar etmemek de büyük bir meziyettir. Bu olgunlaşmanın en büyük göstergesidir.
Tecrübe Olgunlaşmayı Sağlar
Yaşadıklarından ders çıkarıp gerekli düzeltmeleri yaparak olgunlaşan kimse, sadece işine odaklanır. Yapması gereken balık avıysa, kaçırdığı balıktan hemen sonra diğer av için hazırlanır. Bu avda da tam böyle yaptım. İlk balığı kaçırdıktan sonra hemen diğeri için oltayı hazırlayıp diğeri için sırtı çekmeye devam ettim. Bu istikrarlı çabam bana ikinci balığı getirdi.
İkinci defa oltayı derinlere bıraktıktan kısa süre sonra kaloma hızla akmaya başladı. Tekneyi açık denize çevirip ağır yolla giderken mücadele etmeye başlamıştım. Balık önceleri güçlü bir şekilde basarak kalomayı açtı. Sonra şoka girdi. Bu arada ben tekneyi açık suya alıp balığı da olabildiğince tekneye yaklaştırdım. Ama balık şoktan çıkınca tekrar gücünü göstermeye devam etti.
On dakikalık bir uğraştan sonra balık teknenin yanındaydı. Daireler çizip arada bir dalıyordu. Bu şekilde yorulmasını bekledim. Bu aşamada balığı teknenin yanında seyretmek çok güzeldi. Sonra balığı tekneye aldım. Kısmetim olan Akya artık teknedeydi. Kendime “ kaçan Akya için üzülme gelen Akya için şükret ” dedim. Gerçekten de olana şükredebilecek olgunluğa erişmek, bir insanın hayatta erişebileceği en büyük mertebelerden biridir.
Kancadan Son Anda Kurtulan Akya’yı Havada Kaptık: https://youtu.be/tzBq72PdhYU