Suat Yiğit Sohbeti Eşliğinde Yakala Bırak :
Sabah balık avı turum yoktu. Bende denizin çağrısına uyup sabah erkenden balık avına çıktım. Hava güzel, deniz ise biraz dalgalıydı. Adrasan Koyunun içinde yemlik balık avı yaparak Pırasalı Ada istikametine doğru yol aldım. Koy içinde birkaç tane Yazılı Orkinos avladım. Oltaları toplayarak yola devam ettim. Bu arada çayımı içip Adrasanın güzelliklerini seyre daldım. Pırasalı Adaya yaklaşırken tekrar olta çekmeye başladım. Bir kaç dakika içinde oltalardan birine Tombik atladı. Son bir yem daha almak amacıyla ava devam ettim.
Pırasalı Adanın Açığında Büyük Balık Avı
Adanın boğaz kısmından geçerken Suat Yiğit ve arkadaşları büyük bir teknede hararetle olta çekiyorlardı. Tam onlara yaklaşırken tekneye büyük bir Akya aldılar. Meğer hareketliliğin sebebi Akya avıymış. Kendi aralarında tebrikleşmeye başlamışlardı. Tam o arada Suat beni fark edince selam verdi. Bende bu vesile ile onları tebrik ettim. Merada Akya’nın olması benim hevesimi iyice arttırdı. Suatların tekneyi biraz geçince oltama bir yemlik daha takıldı. Heyecanla yemi canlı yem yapmak için çektim. Ama rapalanın kancası balığın solungaçlarına zarar vermişti. Bu yüzden canlı yem yapma şansım olmadı.
Büyük Balık Avına Başladım
Ölmüş olan Tombiği Akya Oltasına takıp büyük balık avlamak için mavi derinliklere indirdim. Ava Çoban Limanının içinden başlayarak Pırasalı Ada istikametine doğru çekmeye başladım. Geçenlerde Çoban Limanın çıkışına doğru bir Akya avı yapmıştım. “Yine aynı merada hareketlilik var mı” diye kontrol etmek istiyordum. Çoban Limanından çıkana kadar bir hareketlilik olmadı. Sonra Pırasalı Ada istikametine döndüm. Biraz ilerlemiştim ki, Akya kalomayı boşaltmaya başladı.
Önce oltadaki balığı taşlık dip zeminden uzağa, açık denize doğru çıkardım. Gerçi balık da benimle beraber açık denize çıkma eğilimindeydi. Bu yüzden bu manevra kolay oldu. Açık denize çıkınca mücadeleye başladım. Artık balığı iyice tekneye yaklaştırmıştım. Tam bu sırada Pırasalı Adanın köşesinden Suatların tekne gözüktü. Hemen benim bulunduğun yere doğru geldiler. Büyük balıkla mücadele ettiğimi görünce video çekmeye başladılar. Tam bu esnada Suat “sabah bize gelme Menderes abiye git” diye dua ettim dedi. Ben bu cümleyi ters anladım. Atilla şaka yollu bu cümleyi “onlara gitme bize gel” diye kurar. Herhalde bu cümle benim kafamda bu şekilde yer etmiş. Bu yüzden Suat’a “sen öyle şey söylemezsin” dedim. Suat da “niçin söylemeyeyim. Söylerim abi” dedi. Ben de bu durumu çok önemsemedim. Sonra videoları karşılıklı seyredince gerçek ortaya çıktı.
Balığı Denize Atarak Bıraktım
Video çekerken bir yandan da sohbet ediyorduk. Bende bir yandan balığı tekneye alıp bırakma telaşındaydım. Baştan beri balığın küçük olduğu belliydi. Balığı tekneye alıp kancayı çıkardım ve denize attım. Bu şekilde balığın daha iyi nefeslendiği yönünde düşünceler var. Ben de bu şekilde balığı bırakarak bu tezi test ettim. Bu sefer de işe yaradı. Ama bence balığı biraz nefeslendirip, dinlendirip öyle bırakmak daha doğru gibi. Bunun en doğrusunu deneyerek bulacağız.
Yem Balığı Kardeşliği
Biz aramızda yem paylaşımı konusunda çok iyi bir uyum içindeyiz. Çevremizdeki hemen herkes birbiri ile yemini ve bilgisini paylaşır. Bu şekilde boşuna vakit kaybetmekten kurtulmuş oluruz. Bu avda da aynı şeyi yaptık. Suat “abi Tombiğin (Göbene) var mı” diye sordu. Ben de ona elimdeki son Tombiği verdim. Zaten avımı yapmış hevesimi almıştım. Dönüş yolunda elimdeki ölü Yazılı Orkinoslar ile daha büyük balığa bakarak kıyıya doğru yöneldim.
Büyük Balık Avı Videosu: https://youtu.be/6uzym__75qc