Ya Nasip Deyip Büyük Balık Avına Çıktık Kısmetimize 30 Kg Akya Geldi :
Her geçen sene büyük balık avı turlarımıza olan talep artıyor. Her sene sezon biraz daha yoğun geçiyor. Aileme pek fazla vakit ayıramıyorum. Sabah 05.30 gün başlıyor. Akşam 20.30 balık avı turu bitiyor. Kısa bir yemek arası ve dinlenmeden sonra 22.00 gibi bilgisayarın başına geçip web sayfası ile ilgili çalışmaları yapıyorum. Yatmam 01.00 civarını buluyor. Mayıs – Ekim sonu bu tempoyla devam ediyor. Arada boşluk olduğu zaman aileme zaman ayırabiliyorum.
Oğlumla Koy İçinde Balık Avı
Öğleden sonramın boş olduğu bir gündü. Biraz dinlendikten sonra bilgisayarın başında yerimi almış hummalı bir çalışmaya başlamıştım. Sabah avını web sitesine atmak için yazı yazıyordum. Benim ufaklık yanıma geldi “baba ya dalmaya, ya da balık avına gidelim mi?” diye sordu. Yeni dalmaya başladığı için bana marifetlerini göstermek istiyordu. Ama benim sağ kulağım bu seneki dalışlarda problem çıkardı. Birkaç haftadır iltihap problemiyle uğraşıyordum. Henüz geçmek üzereydi. Dalacak, hatta suya girecek durum pek yoktu. “Balık avına gidelim” dedim. İşimi toparladıktan sonra saat 17.30 gibi balık avı için evden çıktık. Motosiklete ikimiz binince yanımıza olta almak sıkıntılı olacağından hiçbir şey almadım. Teknedeki oltalarla av yapacaktık.
Balık Avı Mücadelemiz
Saat 18.00 gibi, Adrasan Koyunda yol almaya başlamıştık. Önce yemlik Palamut avı için yüzey sırtısı çektik. Yönümüz Pırasalı Ada istikametiydi. Akseki Koyu ve Tuzla Adaları civarında iki tane yemlik Palamut avı yaptık. Ama bu bölgede deniz oldukça hareketliydi. Normalde çocukla beraber olmak için daha fazla zamanım olsa böyle bir denize çıkmak istemezdim. Teknenin dalgaya uygun imal edilmiş olmasının avantajıyla ava devam ettik.
Balık avı kısmet işidir. Hazır Palamutları almışken kullanmamak olmaz. Akya oltasını hazırlayıp suya bıraktım. Denizin sert olmasından dolayı oltayı ben tuttum. Tuzla Adalarını geçip Akseki Koyuna doğru yol aldık. Rüzgar karadan denize doğru batıdan oldukça sert esiyordu. Bu havada hızlı gitmenin imkanı yoktu. Yoksa tepeden aşağı ıslanırdık. Bu hız büyük balık avı için de uygundu. Dibe takılma riskine karşılık biraz oltanın ipini sardım. Takılma riski de kalmayınca hızı dert etmeden Koyun biraz içine doğru sokulmaya başladık. Bu şekilde rüzgar ve dalgadan da uzak durabiliyorduk.
Sert Havada Sürpriz Dev Akya Avı
Hava sert esiyordu. Deniz dalgalıydı. Ama bizim keyfimiz yerindeydi. Sohbet ederek ava devam ediyorduk. Baba ve oğul için denizde beraber olmak ve balık avı yapmak kadar güzel bir şey var mıdır? Bizde bunun keyfini yaşıyorduk. Aklımdan “nasipte varsa her şartta büyük balığı avlarız” diye geçiyordu. Bu düşünce insanı “mutlaka av yapmalıyım” diye tasa etmekten kurtarıp her şart için şükreder bir ruh haline sokuyor. Zaten bu ruh halinde olunca balık avlama ihtimali çok artıyor. Belki de işin sırrı bu.
Eski Makine İle Büyük Balık Avı
Sohbetin koyulaştığı, soruların art arda geldiği bir esnada öyle şiddetli bir çekiştirme oldu ki, anlatmak mümkün değil. Olta normalde Palamut avında kendi kullanımıma ayırdığım eski bir oltaydı. Kendi kullanımıma ayırdığım oltalarda makine miadını doldurmuş olur. Artık çalışmaz oluncaya kadar kullanırım. Milli servet boşa gitmesin isterim. Yakın zamanda bu oltayla 16 Kg kadar Akya avı yapmıştım. Bu kilodaki büyük balıklar için hala idare eder durumdaydı.
Büyük balık oltaya takılıp olanca şiddetiyle kalomayı boşaltırken oltanın ne kadar zorlandığını gördüm. Kalomanın sıkılığı 15 – 20 Kg balık için oldukça uygundu. Ama bu balık için hiçbir şey ifade etmez gibiydi. Normalde Akya oltaya yakalanınca dibe iner ve orada döner. Dibe inince pek fazla çekiştirmez.
Mücadelede Sığ Suyun Avantajı
Bulunduğumuz yerde derinlik 30 -35 m civarıydı. Normalde çok fazla çekiştirmemesi gerekirdi. Ama bu balık bu durumu bilmiyordu galiba. Çok kısa bir sürede 100 – 150 metre ip misina boşalttı. Durum böyle olunca oltaya yakalananın Orkinos olabileceğini düşünerek kalomayı kademeli olarak sıkmaya başladım. Artık makinede 30 m ip misina kalmamıştı. Bu aşamada kalomayı balığı durdurana kadar sıktım. Takımın kopmasına artık aldırış edecek hal kalmamıştı. Zaten makine eski olduğu için kaloma o kadar çok sıkılaşmıyordu. Bu şekilde oltayı biraz sardım. Makinede 100 m civarı ip misina toplayınca kalomayı çok az da olsa açtım. Ama mücadele çok çetin geçiyordu. Balık olanca gücüyle çektikçe bende işi inada bindirdim.
Rüzgar Mücadeleyi Zorlaştırıyor
Mücadele devam ederken karadan esen batı rüzgarı bizi açık denize doğru sürüklüyordu. Bu durum balıkla mücadeleyi bizim için kolaylaştırıyordu. Bu sayede balık daha çabuk yoruldu. Olduğumuz yerde mücadele etsek oltayı dipteki taşlara takma ihtimali olabilirdi.
Ya Nasip Deyip Büyük Balık Avına Çıktık Kısmetimize 30 Kg Akya Geldi
Yorulan Balık Su Yüzü Yaptı
Sonunda balığın gücü azaldı. Artık rahatça sarabiliyordum. Birden garip bir şey oldu. Olta boşa çıktı. Sanki balık şişmiş su yüzüne geliyordu. Tamda hissettiğim gibi oldu. Balık 20 m önümüzden su üstü yaptı. Artık bir büyük şamandırayı çeker gibiydim. Oğlum balığı su yüzünde görünce “Köpek Balığı mı?” diye sormaya başlamıştı. Bende ona muziplik yaparak “Köpek Balığı” dedim. Balık teknenin yanına geldiğinde “balığı tekneye almayalım” diyordu. Balığın beklentilerinden büyük olması oğlumu çok şaşırtmıştı. Açıkçası bende bu koyda bu kadar büyük balık avı yapacağımızı düşünmüyordum. Daha önce bu koyda avlana en büyük balık 20 Kg dı.
Balığı tekneye aldığımızda keyfimize diyecek yoktu. Kısa günde çok güzel bir av yapmıştık. Bu oğlumla ilk büyük balık avımızdı. Gerçi biraz beklentilerimizden daha fazla büyük olmuştu. Ama güzel macera olmuştu. Her halde bu anıyı ömür boyu unutmayız.
Ya Nasip Deyip Büyük Balık Avına Çıktık Kısmetimize 30 Kg Akya Geldi
Büyük Balık Avı Videosu: https://youtu.be/4zjWJDkvYCo