Yemlik Palamut Peşinde Koşarken Akya Bizi Bekliyormuş :
Balık avı turumuz sabah erkenden başladı. Amaç büyük balık avı yapmaktı. Öncelikle yemlik balık olarak Palamut avı yapacaktık. Genellikle yemlik Palamut avını Adrasan Koyu içinde yapabiliriz. Ama bugün koy içinde yemlik balık avı yapmak kısmet olmadı. Bunun üzerine Sulu Ada istikametine doğru yol almaya başladık. Yol boyunca birkaç vuruş almamıza rağmen oltaya takılmadılar.
Sulu Ada ile Kelleci Koyu arasındaki boğazda dolaşarak yemlik balık arayışına devam ettik. Kısmetimize burada birkaç tane yemlik avı yapabildik. Yemlik balık avı için dolaşırken oldukça fazla zaman harcamıştık. Saat 10.00 olmuştu. Hemen Kelleci Koyunu açığında Akya oltasını hazırlayıp ava başladık.
Büyük Balık Avı Başlıyor
Akya oltasındaki yemi mavi derinliklere indireli daha beş dakika olmamıştı. Kaloma şiddetle boşalmaya başladı. Hemen tekneyi taşlık bölgenin dışına almaya başladık. Arkadaşlar Akya’nın müthiş gücüyle tanışmış ve mücadeleye başlamışlardı. Akya gibi onlarda ilk anın şokunu yaşamaktaydı. Birkaç dakika süren bu şok anından sonra mücadele başladı.
Büyük Balık Yardımlaşarak Çekilir
Bir süre daha açığa doğru çıkışımız devam etti. Sonrasında tekneyi durdurduk. Herkes sırayla balıkla mücadele ederek büyük balık avının keyfini yaşıyordu. Balığın mücadele gücü hepsini çok şaşırmıştı. Bu kadar büyük bir mücadele beklemiyorlardı. Hepsi yorulmaya başladığında balık aşağıda gözüktü. Biz çıkrık oltayı sararken balık da daireler çizerek yukarı doğru yükseliyordu. Artık balık da çok yorulmuştu. Arada kısa basmalar yapsa da çaresiz yükselişi devam ediyordu. Sonunda teknenin yanına geldi. Hemen uzanıp koca balığı tekneye aldık.
Balığı tekneye alınca arkadaşlar arasında yeni bir şok dalgası yayıldı. Büyük balık avında bu kadar büyük mücadele beklemedikleri gibi, bu kadar büyük olmasını da beklemiyorlardı. Onların aklında 60 – 70 cm boyunda bir büyük balık avı yapmak varmış. Ama tekneye aldığımız balık 100 cm boyundaydı. Bir arkadaş balığı eline almış “ben bir rüyadayım. Ağabey bu nedir ya” deyip duruyordu. Gözlerine inanamıyordu. “Ben hala inanamıyorum” diyordu. Bu balıkla, balık avına bakışları artık geri dönüşümsüz olarak değişmişti.
Yemlik Palamut Peşinde Koşarken Akya Bizi Bekliyormuş
Akşam Suyunda Yakala Bırak Avı Yapmak İçin Dolaşıyoruz
Öğleden sonra avına Palamut avıyla başladık. Saatin 17.30 olmasını bekledik. Balığın kıyılara yönelmeye başladığı bu saatte o çok kıymetli yemlik balıklarımızı suya indirdik. Bu sefer avlayacağımız büyük balığı geri salmak için dolaşıyorduk. Epeyce bir süre dolaştık. Artık dönüş vaktimiz gelmişti.
Kısmetimiz Son Anda Oltaya Atladı
Tam arkadaşlar “artık dönelim. Uçağa ancak yetişiriz” derken. Otuz metre ötedeki burnu gösterip “şuraya kadar çekelim. Sonra gidelim” dedim. Bu sözün üzerinden bir dakika geçmeden kaloma boşalmaya başladı. Ufak olduğunu düşündüğümüz bir Akya oltadaydı. Hemen açık denize doğru yöneldik. Kısa bir süre sonra durduk. Balık teknenin altına iyice yaklaşmıştı. Tam takımı çektiğimizde balık oltadan ayrıldı. Bize zahmet vermeden oltadan çıkması güzel olmuştu. Biz balık avı keyfimizi yaşarken, o da özgürlüğüne kavuşmuştu. Öyle veya böyle oltamıza takılan balığın mavi derinliklere dönmesini sağlamıştık. Keyifli bir balık avı gününün tatminiyle dönüşe geçtik.
Yakala Bırak Balık Avı Videosu: https://dai.ly/x25tnhe
Palamut avı bu kadar zorken Akya avı nasıl bu kadar kolay olabildi?
Bazen yemlik balığı bulmak zor olur. Kim bilir, o gün Akya’da bizim gibi Palamut avlamak konusunda zorlanıyordur. Avladığımız tek Palamut’u önünde görünce kolay avlanma fırsatı olarak görüp oltaya atlamıştır. Bu balık avı turumuz bu fikri destekler niteliktedir. Sonuçta her iki durumda bu avın kısmetidir. Kısaca her iki ava da doğru yerlerde denk geldik.
Büyük balık avı hayalimin yerine gelmesinde bizden her türlü desteğini esirgemeyen Menderes beye öncelikle teşekkür eder, ekip arkadaşlarımı ise canı gönülden tebrik ederim.
Adrasan gibi bakir kalan bir noktada yapılan her av herhalde av bakımından sonuçsuz kalmış olsa bile, büyük balık avını öğrenmek adına başarılı bir etkinlik sayılacaktır. Amatör balıkçılar olarak doğaya saygı duymayı, canlıya saygı duymayı ve sürdürülebilir avcılık için “Yakala-Bırak Avının” nedenli gerekli ve bir o kadar da saygın bir eylem olduğunu buralarda bulunup da büyük balık avı yaptığımda, o canlının gözlerinde anladım.
Bir amatör balık avı merakı olan bir insanın ısrarla en az bir kere burada bulunup, bu heyecanı yaşamasını isterim. Emin olun ki, balık avına değil bütün bir doğaya bakış açınızda farklı pencereler açılacaktır.
Hepimizin rızkı bol olsun. Oltamız dolu olsun. Rastgelsin arkadaşlar.
Büyük balığın gözlerine bakıp “acaba bu kadar büyük balığı almak ne kadar doğru” diye düşünmemek mümkün mü? İçinde biraz insanlık olan her er kişi bu duyguları yaşar. Bu duygu ilerleyen zamanda düşünce olmaktan çıkar ve eyleme dönüşür. Bu eylem balık stoklarımızın artması için çok önemlidir. Ayrıca bu eylem bizi usta balıkçı yapar.
Herkesin kısmetinin bol olması dileğiyle…
Sevgili Menderes Bey,
Öncelikle sizinle tanışmaktan dolayı çok mutlu oldum. Avın bekleme anında etmiş olduğumuz hoşsohbet, zamanın su misali geçmesine sebep oldu. Konusunda uzaman, konuları akademik boyutuyla inceleyen ve bu incelemeler sonucunda uygulamaya döküp sonuç alan, hayata bakış açınız gerçekten de etkileyici. “Bir mum diğer mumu yakmakla ışığından bir şey kaybetmez– Hz. Mevlana”, sözüne istinaden tüm bildiğiniz “balık avı” konusundaki birikimlerinizi, detayına varıncaya kadar anlatmanız beni ayrıca etkilemiştir. Türkiye’ de pek alışık olduğumuz tarz değildir.
Evet balık avı “gözlerime inanamıyorum” diyecek kadar etkileyiciydi. En yakın zamanda tekrarının olması dileğiyle…
Böyle bir tecrübe yaşamamış olan tüm amatör balıkçılara şiddetle tavsiyemdir.
Yazıda geçen “Arkadaş”
🙂
Bilgi Allah’ın bize lütfudur. Biz bilgiyi, Allah’ın izniyle yaşadığımız tecrübelerle ve bu tecrübelerin bizim düşünce yapımızda yarattığı gelişmeyle kazanırız. Bu bakımdan bilgi Allah’ın bize bir emanetidir. Bu aynı zamanda KOR gibi bizi yakan bir emanettir. Yanmaktan ancak bilgiyi ihtiyaç sahiplerine ulaştırarak kurtulabiliriz. Ayrıca, bilgimizi daha fazla geliştirmenin bir yolu da paylaşmaktır. Paylaşılan bilgi çoğalır ve büyür. Büyüyen bilgi bizi de geliştirir. Bu adeta bir bayrak yarışı gibidir. Bilgiyi alan biraz daha geliştirir. Paylaşım; alanı da, vereni de mutlu eder.