Avladığım Balığın Yaşama Arzusu Büyükse Bırakırım :
Güzel bir güne uyandım. Bugün balık avı turu yoktu. Deniz beni çağırıyordu. Oltayla mı, zıpkınla mı balık avına gideyim diye düşündüm. Sonra oltayla balık avına gitmeye karar verdim. Hemen hazırlıklarımı yapıp evden çıktım.
Deniz ve hava çok güzeldi. Adrasan Koyunda tekneyle yol alırken iki olta takımını denize bırakmıştım. Pırasalı Ada istikametine doğru yol almaya başladım. Yol boyunca iki veya üç adet yemlik balık avlayıp Çoban Limanının açığından başlayarak olta çekmeyi planlıyordum. En son canlı yemi Pırasalı Adaya yaklaşırken aldım. Hemen canlı yemle ağırlıksız bir olta hazırlayıp balığı adanın yakınında suya bıraktım. Balık 40 – 45 civarına kadar daldı. Bir ara hareketleri hızlanmaya başladı. Telaşını oltanın uç kısmındaki hareketten anlaşılabiliyordu. Tam büyük balık yakınlarda derken kaloma hızla akmaya başladı. Tekneyi daha derin suya doğru alırken balık kaloma boşaltmaya devam ediyordu.
Hızlı Başlayan Büyük Balık Mücadelesi Çabuk Bitti
Balık kaloma boşaltarak dibe doğru inmeye başladı. Dibe yaklaştığında durdu. Bir süre bir hareketsizlik oldu. Sonra tekrar hızla kaloma boşaltınca oltanın kalomasını kademeli olarak sıkarak gerekli ayara getirdim. Balık çok sıkı asılıyordu. Balığa yol vererek açık suya doğru çıkmaya devam ettim. Sonra motoru kapatıp tekneyi akıntıya bıraktım. Akıntı tekneyi daha derin suya doğru sürüklüyordu. Artık motor gücüne ihtiyacım yoktu. Bir süre balıkla sıkı bir mücadele yaşadık. Ama aniden olta boşaldı. Muhtemelen kanca çok sağlam bir yere geçmemişti. Bir süre sonra kancanın takıldığı yer yırtıldı.
Balon Balıkları Canlı Yemi Parçaladılar
“Sağlık olsun. Kısmet değilmiş” deyip yeniden canlı yem arayışına başladım. Canlı yemi Çoban Limanın içinde aldım. Bu sefer canlı yemi Akya Oltasına taktım. Oltayı derin suya salıp 60 – 90 m aralığında derin suda sırtı çekmeye başladım. Pırasalı Adaya kadar hiç bir hareket olmadı. Saatte ilerlediği için koy içine girmeye karar verdim. Koyda pek çok meraya baktım. Ama Balon Balıkları dışında büyük balığa denk gelmedim. Balonlar yemi parçaladıkları için yedekte duran ölü yemlerle olta hazırladım.
Son Merada Son Kısmet
Arık en fazla balık aldığımız bütün meraları geçip en son meraya geldim. Nedense içimde burada balık alacağıma dair bir his vardı. Önce meraya 50 m suyundan girdim. Sonra yavaş bir şekilde 20 m suyuna doğru yaklaştım. İyice mera sığlaştığı bir yerde kaloma hızla akmaya başladı. Tekneyi açık suya doğru çevirerek balıkla mücadeleye başladım. Oltaya boşluk vermeden tekneyi derin suya aldım. Balık derin suya doğru çıktıkça daha güçlü mücadele etmeye başladı.
Motoru kapatıp tekneyi durdurduğum yerde balık iyice dip yapmıştı. Çok mücadeleci bir balık çıkmıştı. Bayağı sıkı, güçlü bir mücadele oldu. Sonra balığı tekneye aldım. Ama balık teknede de çırpınıp duruyordu. Yaşama çok sıkı bağlı bir balıktı. Bir süre düşündüm. Sonra balığı almamaya karar verdim. Zaten bugün iki büyük balık ile mücadele etmiş balık avına doymuştum.
Hayata Bağlılığını Gösteren Balığı Geri Saldım
Hayata bu kadar bağlı bir balığı almanın bana bir faydası yoktu. En güzeli geri bırakmaktı. “Büyüyüp, çoğalıp geri gelsin” diye suya geri bıraktım. Ne kadar balığı geri bırakırsam oltama o kadar çok balık takılıyordu. Sanki ne kadar çok balığı geri bırakırsam daha büyük balıkları avlamak kolaylaşıyordu. Son senelerde yaşadığımız tam da buydu. Örneğin bazı turlarda koy içinde oltamıza 1 – 1,5 Kg Akya yavrusu veya Ton Balığı yavrusu takılıyor. Bu tür balıkları geri bırakıyoruz. Sonra oltamıza 20 – 30 Kg balıklar takılıyor. En son oltamıza 2 Kg civarı bir Ton Balığı yavrusu takılmıştı. Hemen geri bıraktık. Onun bırakmanın keyfinden bahsederken oltamıza 54 Kg Akya takıldı. Bunları yaşadıkça ufak balıkları balık bırakma işi bizim için ritüel haline geliyor. Bırak ufak balığı, al büyük balığı gibi…
Devasa Akya Avı Videosu: https://youtu.be/23PvSLtZiPo