Balık Avında Kısmetin Önemi :

İnsanlar hep şu soruyu soruyor: Balık avı turuna gelsek büyük balık avı yapacağımız kesin mi?

Arkadaşlar küçük balık avına gittiğinizde balık avlayacağınız kesin mi? Tabi bu soruyu sorarken şunu soruyorum: Mercan avlamaya gittiğinizde sadece mercan, Barbun avlamaya gittiğinizde sadece Barbun veya Karagöz avlamaya gittiğinizde sadece Karagöz yakalayabiliyor musunuz? Ya da çıktığınız avda 2 – 3 Kg yenecek balık avı her seferinde yapabiliyor musunuz? Ava çıkıp her seferinde av yapmak ne kadar mümkündür? Yoksa bugünün şartlarında bir gün av eti, yüz gün taban eti midir?

Bir de şu gerçeği ortaya koymak gerekir: Benim kişisel tahminime göre; bir büyük balığa karşı denizde on bin tane ufak balık vardır. Bunu hangi mantığa göre söylüyorum: Yumurtlayan balığın bin yumurta yumurtladığı, her sene yumurtadan çıkan balıkların yüzde onunun hayatta kaldığı ve 10 – 20 Kg arası bir boya gelen büyük balığında on sene içinde bu boya gelebileceği mantığına göre söylüyorum.

Büyük Balık Avı gerçekten Zor İştir
Bu durumda, başta sorulan soruyu aklından geçiren her kişinin şunu düşünmesi gerekir: Durum böyleyken büyük balığın avlanma ihtimali çok zordur. Bu kadar zor olan bir avın her çıkıldığında avlanması neredeyse hiç mümkün değildir. İşte bu düşünce insanları büyük balık avı yapmaktan uzak tutan düşüncedir. Zorluk insanları genellikle yıldırır. Ama ufak balık avı da bir süre sonra insanları tatmin etmez. İnsanlar hayallerinde hep büyük balık avı yapmayı kurarlar. Ama bu nasıl olacak?

Biz büyük balık avı yaparken bizim insanlara ulaştırmaya çalıştığımız mesaj şudur: Evet büyük balık ufak balığa göre çok azdır. Evet, büyük balık avı zor iştir. Çok büyük tecrübe ister. Oldukça maliyetlidir. Çoğu zaman maliyet balığın maddi değerini aşar. Yorucu bir iştir.

Büyük balık avında uzmanlaşan için bu iş nispeten kolaylaşır. Tecrübe önemi, büyük balık için ayrılan zamana ve yapılan av sayısının fazlalığına bağlı olarak azalır. Malzeme kullanımının zorlukları makul hale getirilir. Balık bulma yöntemleri geliştirilir. Daha geniş alanlar daha hızlıca taranabilir. Balığın varlığı veya yokluğu daha hızlı anlaşılabilir. Yani iş teknik anlamda nispeten kolaylaştırılır. Geriye en önemli husus kalır. O da KISMETTİR.

Av İşi Tam Anlamıyla Kısmettir
Bir insan kısmetini değerlendirmek için yukarıda saydığımız tecrübeleri geliştirmek zorundadır. Çaba, istek, hazır olma, beceri üzerine kısmeti giymemişse hiçbir işe yaramaz. Çünkü denizde serbestçe dolaşan balığın aklını çelip oltaya yönelmesini sağlamak çok zordur. Hayatını balık avıyla geçirmiş, balık avında üstat olmuş birisi her türlü malzeme ve teknoloji elinin altındayken ve deniz balık kaynıyorken balık avlayamıyorsa ne diyeceğiz. Acemi mi? Kısmetsiz mi? Başarı, hiçbir zaman kesinlik gerçeğine yaklaşamaz. Bir kere balık oltaya yaklaşırken görmüyoruz. Görsek, ne yapacağını neye göre yeme yöneleceğini bilmiyoruz. Davranış psikolojisinde, bu davranış her zaman şu sonucu verir diyebileceğimiz hiçbir deneyim yoktur. Sosyal yapı, her değişen anda farklı davranışlar sergiler. Bunun çok değişik etkenleri vardır.

Onca teknik kısmı aşıp oltanın dibine getirdiğimiz balığı en çok coşkulandıran davranış; ondan kaçıyormuş izlenimi yaratmaktır. Biz Büyük balık avlarında bu yaklaşımı sergileriz. Bu sebeple de genellikle başarılı oluruz. Ama bu işin kısmet olduğu gerçeğini değiştirmez. Çünkü hiçbir çözümleme yüzde yüz değildir. Yani sebep sonuç ilişkisi yoktur. Ama çok çabalayıp oranlarımızı arttırıp çok hassas farkları yakalayıp kullanma ve başarı oranını arttırma olasılığı hep önümüzde aşılması gereken hedefler olarak durur.

Kısmet Faktörünü Azaltmanın Yolu
Eğer kıyıları koruma altına alırsak, balıkların kıyılarda rahatça yumurtlamasına, kıyıda rahatça yaşam sürmesine ve büyümesine izin verirsek balık stoklarımız hızla çoğalır. Kıyılarda balığın çoğalması büyük balıkları kıyılara çeker. Kıyıda ufak balıktan başlayarak, açıktaki çok büyük balığa doğru bir hiyerarşik yapı kurulur. Bu hiyerarşik yapı o bölgenin çok hızlı göç almasını sağlayarak balığın umulanın çok üstünde artmasını sağlar. Balık çoğalıp çeşitlenince daha sık aralıklarla yeme süreçleri devreye girer ve bu olayda kısmet faktörünün önemini azaltır. Çünkü bir av olmazsa, diğer av hemen ileride bizi bekler. Kaçan he balık bizi daha tecrübeli yapar. Ama hiçbir zaman balıksız kalmayız. Aksine denizden hangi balığı istiyorsak onu alıp çıkma şansımız olur. İstemediğimiz balığı da geri salarak, balığın daha çok çoğalmasına katkı sağlamış oluruz.

Küçük balığını koruyan büyük balıksız kalmaz.

Balık Avında Kısmetin Önemi

Balık avına çıkarken, neye göre hangi balığı avlamaya çıkacağınızı belirliyorsunuz?
Biz sadece büyük balık avı yapıyoruz. Hangi büyük balık avına yöneleceğimizi belirleyen şey av meramıza gidene kadar yemlik balık avı yapıp yapamayacapımızdır. Yemlik balık avı yapmışsak, yemli dip sırtısı seçeneğini mutlaka değerlendirmek isteriz. Yemlik balık yoksa, Zargana avı keyif vermiyorsa seçenekler rapala ile dip ve/veya yüzey sırtısı veya jigging yöntemidir.
İlk defa balık avına çıkan birisinin balık avı yapmasını nasıl yorumlar siniz?
İlk defa balık avına çıkan birisinin balık avı yapmasını tecrübe, bilgi ve beceri ile açıklamanın imkanı yoktur. Bunu izah eden en doğru kavram KISMET tir. Bunu kısmet dışında izah etmenin imkanı yoktur. Bu avı üstat bir avcı da yapsa, işin özüne inildiğinde gine karşımıza kısmet kavramı çıkacaktır. Bunun sebebi de aynı avı her zaman, her şartta yapmanın imkanı olmayışıdır. Balık avında değişken sayısı sonsuzdur. Hiç bir akıl sozsuz değişkeni çözümleyip, her seferinde aynı başarıyı elde edemez. Kaldı ki, biz sıradan insanlar için tek açıklayıcı söz RASTGELE dir. Ancak rast gelirse av yapabiliriz. Balığı tekneye almak bile bir aşamadan sonra kısmettir. Ustalık bir çok sorunu çözebilir. Ama kesinlik ifade edemez.