Sinarit Avı Kısmetimiz Bu Avla Açıldı
Bize Yeni Bir Ufuk Açan Ava Çıkıyoruz
Sabah erkenden Mustafa Abinin teknesiyle denize açıldık. Akseki Koyunda Palamut için yüzey sırtısı çekmeye başladık. Palamut oltamıza Yarasalı Mağara önünde takıldı. İkinci Palamut’u avlamak umuduyla Pırasalı Ada ve Çoban Limanlarında olta çektik. Çoban Limanında Zargana’ların suda bıraktığı izleri gördük. “Burada zargana var” diyerek, Zargana oltalarını hazırlayıp hemen suya bıraktık.
Az sonra iki tane Zargana avlamıştık. “Bu kadar yemlik balık yeter” diyerek, Akya için Palamut ve Zarganayı yem yaptık. Ben avladığım Palamut’u, Mustafa Abi de Zargana’lardan birini Akya oltasında kullandı.
Yemi Domuz Balığı Mı Kaptı – Nasıl?
Sazak Koyu girişine geldiğimizde oltamda hafif bir çekme oldu. Ne olduğunu analiz etmeye çalışıyordum. Mustafa Abi “ne oldu” dedi. “Galiba, Palamut’u Domuz Balığına kaptırdık” dedim. Oltayı kontrol için çektiğimde kancada sadece Palamut’un kafası vardı.
Mustafa Abi “nasıl oldu” dedi. “Abi sadece, hafifçe çekti” dedim. Bu kadar hafif asılmayla, balığın başından aşağısını Domuz Balığının yemesinin mümkün olmadığını düşünüyordum. Ayrıca içimden Palamut’u kaptırmış olmama kızıyordum.
Domuz Balığı ufak ısırıklarla yemini yer. Böyle bir kerede Palamut’un başından aşağısını alabilmesi olası değildi. Hem şaşkınlık, hem kızgınlık bir aradaydı. İşin ucunda bir de Mustafa Abiye madara olmak vardı. Kızgınlıkla Zargana’lardan sonuncusunu Akya oltasına taktım.
Ceneviz Koyuna geldiğimizde ikimizde oltaları taşa taktık. Mustafa Abi oltasını hemen kurtarabildi. Ben, biraz uğraştıktan sonra kurtardım. Zargana biraz zarar görmüştü. Zargana’yı düzeltmeye çalışıyordum.
Mustafa Abi Akya Avı Yapıyor
Mustafa Abi Akya oltasını suya bıraktı. Daha ben Akya oltasındaki Zarganayı düzeltemeden, “geldi” dedi. Mustafa Abi Akya’yı çekerken ben de hemen oltayı bıraktım. Ortalıktakileri teknenin önüne aktarmaya başladım. Akya çekilirken ortalıkta sorun olacak her şeyi av bölgesinden uzaklaştırmak alışkanlık halini almıştı. Mustafa abi Akya’yı teknenin yanına getirince uzanıp tekneye aldım. Akya, 4 kg dı. Bizim için biraz ufaktı. Ama yine de güzel av olmuştu.
Artık ikimizde rahatlamıştık. Zargana’yı düzeltip yeniden mavi derinliklere bıraktım. Amacım, hiç olmazsa benzer bir Akya avlamaktı. Ceneviz Koyu’nu çekip geri dönüşe geçtik. Saat iyice ilerlemiş dönüş vakti gelmişti. Ben saat 16:00 da internetcafe’yi açacaktım. Uzun zamandır balık bahanesiyle internetcafe işini aksatıyordum. Bu telaş ile “Abi artık dönelim. Akya’yı da aldık” dedim. Mustafa Abi de “Sazak Koyunun çıkışına kadar çekelim. Sonra toplar basıp gideriz” dedi.
Dönüş Zamanı Geçiyordu Ama Oltaları Toplamak İçimizden Gelmiyordu
Sazak Koyunun çıkışına gelmiştik. Ama, ikimizde de toplamak gibi bir istek yoktu. İkimiz de birbirimizden “hadi toplayalım” talebini bekliyorduk. Tam, “toplama zamanı geldi” düşüncesi aklımdan geçiyordu ki, olta hızla çekildi. Şiddetli kafa vuruşları başladı. “Abi geldi. Tam senin avladığın Akya’nın kilosunda” dedim. Oltayı hiç boşluk vermeden çektim. Balık teknenin bir iki metre altına gelmişti. Mustafa Abi “bu Sinarit” dedi. Eğilip denize bakınca, Sinarit olduğunu gördüm. Teknenin yanına gelince, Mustafa Abi misinayı tuttu. Ben de gözlerime inanmaz bir şekilde, balığı yanağından tutup tekneye aldım. Mustafa Abi Sinarit’e şöyle bir baktı. “Bu Sinaritin karnı, niye bu kadar şiş. Yoksa, senin Palamut’u yiyen bu olmasın” diye espri yaptı.
Sinarit hayallerimi süsleyen balıktı. Zaten uzun zamandır Sinarit sayıklıyorduk. Sabahleyin de rapalayla iki ufak Sinarit avlamıştık. Onları avlarken de 1 – 2 kg Sinarit hayalleri kuruyorduk. Ama şimdi kocaman bir Sinarit teknemizde yatıyordu. Bu ne muhteşem bir avdı. İlk defa Akya oltasıyla Sinarit avı yapıyorduk. Mustafa Abi “bir Sinaritin kilosunu, bir de midesinde ne olduğunu merak ediyorum” dedi.
Trofe Sinarit Avı Önümüzde Yeni Bir Ufuk Açtı
Sinarit beni o kadar mutlu etmişti ki, anlatamam. Artık, önümüzde bir ufuk daha açılmıştı. Akya oltasıyla büyük Sinarit yakalama şansımız da vardı. Zaten bu sene değişik balıkları avladığımız bir sezonu oldu. Bu sene Akya oltasına Akya’nın dışında; Wahoo, Barakuda, Sinarit avladık.
Akşam dönüşte balıkları Aybars Otele götürdük. Orada bir masada Mustafa Abi Akya’yı, bende Sinarit’i temizlemeye koyulduk. Önce, balığın pullarını temizledim. Sonra, karnını yardım. Karnını yarınca dışarı başsız bir balık çıktı. Balıkları temizlerken, Felix Pansiyonun sahibi Feridun Abi de vardı. “Aaa Sinaritin içinden başsız bir Palamut çıktı” dedi. Şaşkınlıkla Palamut’u incelemeye koyuldum. Başı yoktu. Anüs bölgesinde, bizim kanca taktığımız yer yırtıktı. Feridun Abiye göstererek “Abi bak, balığın başı yok. Anüsün altı kanca taktığımız yer yırtık. Bu bizim, Domuz Balığına kaptırdığımızı düşündüğümüz Palamut” dedim. Sinarit’in midesinden çıkan Palamut, henüz sindirilememişti. Renkleri bile seçilebiliyordu.
Sinarit Avı Kısmetimiz Bu Avla Açıldı
Sinarit Avı Kısmetimiz Bu Avla Açıldı
Sinaritin midesinden Palamut’un çıkması, çok az çekilme ile, Palamut’un baştan aşağısının gitmesini, açıklıyordu. Şimdi, gündeme söyle bir soru çıkıyordu. Acaba şimdiye kadar Domuz Balığından şüphelendiğimiz, on defanın üzerindeki balık kaptırma olayının faili Sinarit miydi???????