Trofe Yazılı Orkinos Avı Keyfi :
Trofe Yazılı Orkinos Avı Keyfi başlıyor:
Şehrin gürültüsünden uzaklaşıp, deniz kokusunda ve dalgaların sesinde huzuru bularak kafa dinlemek üzere motoruma atlayıp özgürlüğe kanat açtıktım. Sonra uzun bir yolculuğun ardından salı akşamı Adrasan’da soluğu aldım. İlk iş olarak Menderes ağabeyi telefonla aradım. Ancak o da ne, onca kilometre geldikten sonra telefonuna ulaşamıyorum. “Eyvah tanıyıp bilmediğim bir otelde konaklayacağım” dememe kalmadan neyse ki, Gönül hanım imdadıma yetişti. Önce Ceneviz Otelde bana yer ayırttı. Ardından da Menderes ağabeye verdi. Menderes ağabeyin yönlendirmeleri sonrası Cuma sabahına balık avı turu için randevulaştık.
Balığa çıkmadan önceki gece, sabah saat 6.00 olmasını iple çekiyorum. “Aman uyanamaz mıyım?” diye stresten gece boyu 2-3 defa uyanıyorum. Bir gün öncesinde zıpkınla balık avlamak için dalmış olmanın verdiği yorgunluk dahi vız geliyor. Sabah saat 5.30 da ayaktayım. Menderes ağabey de az sonra sahile geliyor. “Acaba bu o mu?” dememe kalmadan kanosuna atlayıp, açıktaki teknesini alıp geliyor. Kısa bir tanışma faslından sonra, kıyıdan açılıyoruz. Deniz oldukça güzel ve sakin. Hava harika ve ilk avımız balon balığı. Gündüz de zıpkınla 3-4 kiloluk vurduğum. Bu balık buranın kabusu halini almış ve tam bir olta düşmanı.
Yemli Yerine İri Yazılı Orkinoslar
Ardından Akya avı için yem olarak tutmamız gereken palamutları arıyoruz. Bir saat sonra Palamut’un abisi Tombik oltamıza takılıyor. “Yem olarak büyük diyor” kaptan. Ben tatmin oldum gibi gözüksem de, aklım 3 – 5 kiloluk balıklarda. Menderes ağabey bunun farkında olsa gerek, adalara doğru teknemizin yönünü değiştiriyor.
Ancak o da ne, hava bir anda sertleşiyor. Dalgaların sıklaşmasıyla kaptan “sahile dönmemizin en doğrusu olacağını” söylüyor. Bu arada “sakın ümidini yitirme, her an her şey olabilir” diye eklemeyi de ihmal etmiyor. Sürekli nasip kelimesini dilinden eksik etmiyor. Ama ben de “ağabey ben de şans yok. Bu da yeterli, şükür…” diyorum, ümitsizce.
Biz derin bir sohbete dalmış denize kaşıklarımızı salmış dönüş yolundayken, bir anda benim tutmuş olduğum olta geriliyor. Kaloma hızla akmaya başlıyor. Anlıyoruz ki, oltamızın ucunda büyük bir misafir var.
Menderes ağabey sürekli olarak kalomayı olduğu gibi bırakmamı ve makarayı çok hızlı çekmemem konusunda uyarıyor. Teknenin yanına kadar usulca gelen Yazılı Orkinos bir anda canavar kesiliyor. Bu şekilde teknenin yanında tekrar mücadelemiz başlıyor.
Balığı Tekneye Alma Stresi
Bende her an balığın oltadan kurtulacağına dair bir stres var. Ama Menderes ağabey yılların verdiği tecrübeyle sakin ve ağır başlı bir edayla, “stres yapmadan kuyruğundan alıver” diyor. Ama ne mümkün alıvermek… ;)) Tekneye kadar sakin gelen balığımız bir anda dip yapıyor. Uzun süren bir mücadeleden sonra, “tam yoruldu artık kuyruğundan tutup tekneye alayım” derken ani bir hamleyle suya düşüyor. Ardından atlamayı düşünüyorum ki; neyse ki oltamız halen ağzında…
Devam eden mücadele sonrası artık yorulmuş olan balığımız tekne yanına kadar geliyor ve kaptan balığın kafasını sudan çıkarmamam konusunda beni uyarıyor. Son bir hamleyle kuyruktan sıkı bir kavrayışla balığı sudan aldığım gibi tekneye alıyoruz. Ve mutlu son. 4-5 kiloluk Torikte bu heyecanı yaşadığımda, aklıma gelen ilk şey 15-20 kilo üstünün nasıl olacağıydı… Her şey için teşekkürler Menderes ağabey.
En kısa sürede, Adrasan’da tekrar görüşmek üzere.
Yazan: Atakan Keskin
Büyük Balık Avı Videosu: https://dai.ly/x29ni29
3. Defa geliyoruz 2 tura 1 bedava miydi? 🙂
Atakan merhaba,
Ali Bağcı 100 tur geldi. Ödemesini de 14 ay önceden yapıyor. 12 ay kala yeni sezonda geleceği günlerin listesini veriyor. Ona kaç tur bedava yapalım? Hesabı senden rica ediyorum. Benim hesabıma göre dükkan sizindir… Sizin canınız sağ olsun yeter.
Şehrin gürültüsünden uzaklaşıp, deniz kokusunda ve dalgaların sesinde huzuru bularak kafa dinlemek üzere motoruma atlayıp özgürlüğe kanat açtıktım. Sonra uzun bir yolculuğun ardından salı akşamı Adrasan’da soluğu aldım. İlk iş olarak Menderes ağabeyi telefonla aradım. Ancak o da ne, onca kilometre geldikten sonra telefonuna ulaşamıyorum. “Eyvah tanıyıp bilmediğim bir otelde konaklayacağım” dememe kalmadan neyse ki, Gönül hanım imdadıma yetişti. Önce Ceneviz Otelde bana yer ayırttı. Ardından da Menderes ağabeye verdi. Menderes ağabeyin yönlendirmeleri sonrası Cuma sabahına balık avı turu için randevulaştık.
Balığa çıkmadan önceki gece, sabah saat 6.00 olmasını iple çekiyorum. “Aman uyanamaz mıyım?” diye stresten gece boyu 2-3 defa uyanıyorum. Bir gün öncesinde zıpkınla balık avlamak için dalmış olmanın verdiği yorgunluk dahi vız geliyor. Sabah saat 5.30 da ayaktayım. Menderes ağabey de az sonra sahile geliyor. “Acaba bu o mu?” dememe kalmadan kanosuna atlayıp, açıktaki teknesini alıp geliyor. Kısa bir tanışma faslından sonra, kıyıdan açılıyoruz. Deniz oldukça güzel ve sakin. Hava harika ve ilk avımız balon balığı. Gündüz de zıpkınla 3-4 kiloluk vurduğum. Bu balık buranın kabusu halini almış ve tam bir olta düşmanı.
Ardından Akya avı için yem olarak tutmamız gereken palamutları arıyoruz. Bir saat sonra Palamut’un abisi Tombik oltamıza takılıyor. “Yem olarak büyük diyor” kaptan. Ben tatmin oldum gibi gözüksem de, aklım 3 – 5 kiloluk balıklarda. Menderes ağabey bunun farkında olsa gerek, adalara doğru teknemizin yönünü değiştiriyor. Ancak o da ne, hava bir anda sertleşiyor. Dalgaların sıklaşmasıyla “sahile dönmemizin en doğrusu olacağını” söylüyor kaptan. Bu arada “sakın ümidini yitirme, her an her şey olabilir” diye eklemeyi de ihmal etmiyor. Sürekli nasip kelimesini dilinden eksik etmiyor. Ama ben de “ağabey ben de şans yok. Bu da yeterli, şükür…” diyorum, ümitsizce. Ve biz derin bir sohbete dalmış denize kaşıklarımızı salmış dönüş yolundayken, bir anda benim tutmuş olduğum olta geriliyor ve kaloma hızla akmaya başlıyor. Anlıyoruz ki, büyük bir misafir var oltamızın ucunda… Menderes ağabey sürekli olarak kalomayı olduğu gibi bırakmamı ve makarayı çok hızlı çekmemem konusunda uyarıyor. Teknenin yanına kadar usulca gelen Yazılı Orkinos bir anda canavar kesiliyor ve mücadelemiz başlıyor. Bende her an balığın oltadan kurtulacağına dair bir stres var. Ama Menderes ağabey yılların verdiği tecrübeyle sakin ve ağır başlı bir edayla, “stres yapmadan kuyruğundan alıver” diyor. Ama ne mümkün alıvermek… ;)) Tekneye kadar sakin gelen balığımız bir anda dip yapıyor. Uzun süren bir mücadeleden sonra, “tam yoruldu artık kuyruğundan tutup tekneye alayım” derken ani bir hamleyle suya düşüyor. Ardından atlamayı düşünüyorum ki; neyse ki oltamız halen ağzında…
Devam eden mücadele sonrası artık yorulmuş olan balığımız tekne yanına kadar geliyor ve kaptan balığın kafasını sudan çıkarmamam konusunda beni uyarıyor. Son bir hamleyle kuyruktan sıkı bir kavrayışla balığı sudan aldığım gibi tekneye alıyoruz. Ve mutlu son. 4-5 kiloluk Torikte bu heyecanı yaşadığımda, aklıma gelen ilk şey 15-20 kilo üstünün nasıl olacağıydı… Her şey için teşekkürler Menderes ağabey.
En kısa sürede, Adrasan’da tekrar görüşmek üzere.
İnşallah, daha güzel trofe balık avlarında görüşmek üzere. 2 haziran 2015 rezervasyon talebin için GSM bekliyorum. Diğer makaleler için de aynı şekilde soru ve yorumlarını yazabilirsin.
Az önce sms gönderdim nasipse bu defa Japonya’dan gelen arkadaşımla çıkacağız trofe avına. Büyük balık avının heyecanı bambaşka… Allah nasip eder de inşallah bir akya tutmak nasip olur bu kez.
Gelmeden önce Tarım Köy İşlerinden arkadaşının pasaport bilgileriyle başvurup Amatör balıkçı izin kağıdı alman gerekiyor. İzin kağıdının kullanım süresi üç gün. 1 Haziran pazartesi günü izin kağıdını alabilirsin. İzin Kağıdı tura gelirken mutlaka yanınızda olsun. Sahil Güvenlik genellikle kontrole geliyor. Bu konuda soracağın bir şey olursa şimdiden halledelim.