Akya Avında Yeni Bir Ali Bağcı Klasiği :
Balık avı turu saat 06.30 da Palamut için yüzey rapalalarından oluşan, yüzey takımlarının denize bırakmamızla başladı. Oltalarımızı yemlik Palamut avı yapmak için çekerken, bir yandan da Ali’nin getirdiği simitlerle kahvaltıya başladık. Adrasan güzel bir güne merhaba derken, Adrasan Koyunun tertemiz maviliklerinde, Palamut için sırtı çekerek Sulu Adaya doğru yol alıyorduk. Sulu Ada yolunda bir kaç Palamut avladık.
Balık avı verimli başlamıştı. Sulu Adaya vardığımızda Palamut durumunu kontrol ettikten sonra, Akya için yemli dip oltası ile sırtı çekmeyi planlıyorduk. Sulu Ada etrafında birkaç tur atıp, birkaç Palamut daha avladık. Sulu Adada da, Palamut oldukça iyi gözüküyordu. Yemlik balık avını tamamlayınca Sulu Adanın açığına çıktık. Palamut’u yem yaparak, yemli dip oltalarını hazırladık. Motoru çalıştırıp tekneye yol verince, yemli dip oltalarını denize bıraktık. Rölanti hızında Akya için sırtı çekmeye başladık.
Bir çok katılımcı için Akya avlamak amacıyla sırtı çekmeye başlamak bile, balık avının en heyecan verici kısmıdır. Genellikle bu Akya avı, onların ilk denemeleri olmaktadır. Bu yüzden, oltalar denize bırakıldığında, katılımcıları bir heyecan sarar. Heyecanla, Akya ile ilgili pek çok soruyu peş peşe sorarlar. Cevaplar geldikçe rahatlamaya başlarken, sorular soruları kovalar. Büyük balık avına alışık olmayan katılımcılar için bazı kavramları anlamak ve kavramak zor olabilir. Akya avına katıl sayıları arttıkça, büyük balık avını ve Akya avını daha iyi anlamaya başlarlar. Geçen zamanda, büyük balık avının daha keyifli bir av şekli olduğuna karar vererek, küçük balık avını tamamen terk ederler.
Akya için öğlene kadar sırtı çekmemize rağmen Akya avlayamayınca, öğle molası vermek için Amerikan Koyunun yolunu tutuk. Amerikan Koyunda deniz, yemek ve güzel bir öğlen uykusundan sonra, saat 15.30 da tekneye binip Sulu Adanın yolunu tuttuk. Bu sefer, daha azimliydik. Sulu Adanın Adrasan’a bakan tarafında birkaç tur attıktan sonra, açıklara baktık. Açıklarda da bir sonuç çıkmayınca, tekrar adaya doğru yöneldik. Adanın etrafında 50 – 60 m suyunu çekerken, Ali’nin kaloma hızla boşalmaya başladı. İşte, sabahtan beri hasretle yolu beklediğimiz Akya, nihayet oltamıza takılmıştı. Oltaya takılır takılmaz da kalomayı boşaltamaya başladı. Akya ile mücadele her zaman keyif verici olmuştur. Akya mücadelesinin şiddeti insanı gerçekten fazlasıyla heyecanlandırır. Akya ne zaman oltaya asılsa, “acaba Akya’yı kaçırmadan tekneye alabilecek miyiz?” düşüncesi zihinleri kurcalar. Bu düşünce adrenalini arttırır. Mücadeleyi daha keyifli bir hale sokar. Büyük balık avının mücadelesini hiç bir şeye değişmem.
Akya Avında Yeni Bir Ali Bağcı Klasiği
Adrasan’a dönüşe geçtiğimizde, Ali yine balık avını büyük bir balıkla süsleyerek neticeye ulaştırmanın mutluluğu içindeydi.