BALIK AVINDA KISMETINE GUVENIP UGRASAN KAZANIR

Balık Avında Kısmetine Güvenip Uğraşan Kazanır :

BALIK AVINDA KISMETINE GUVENIP UGRASAN KAZANIR

Büyük balık avı turlarımıza insanlar çok büyük umutlarla gelirler. Çünkü artık ufak balık avlamaktan sıkılmışlardır. Artık oltalarına takılan balığın güçlü olmasını ve daha sıkı bir mücadele olmasını isterler. Kısaca büyük balık avının onlar için unutulmaz bir macera olmasını isterler. Ama bu macera değişik şekillerde yaşanır. Yaşanan bu maceraları kötüden iyiye doğru sıralayalım.

BALIK AVINDA KISMETINE GUVENIP UGRASAN KAZANIR

Oltasına Hiç Balık Vurmayanlar

Bu gruba giren insanlar genellikle büyük balık avlamak istemelerine karşılık bu avın çok mümkün olmadığına inananlardır. Ya da balık avını istatistikle açıklamaya çalışanlardır. Bu aşamada şunu düşünmek lazım; Allah’ın nasip etmediğini hiç kimse size veremez. Allah’ın nasip ettiğini almanıza da kimse mani olamaz. Ama her iki durumda da bizim elimizden gelen her şeyi yapmamız gerekir. Buna rağmen av yapamıyorsak, tek çare yeniden daha fazla inanarak ve hazır olarak denemektir. Ama asla umut kesmemektir. Umudun olmadığı yerde hayat biter. Yenilgi kabul edilebilir bir şeydir. Ama pes etmek asla kabul edilir bir şey değildir. Yenilen pehlivanın güleşmeye doymamasının sebebi budur. Başarısızlık iyi değerlendirildiğinde bizi mutlaka başarıya taşır. Aynı bininci denemede mucidin icadını gerçekleştirmesi gibi.

BALIK AVINDA KISMETINE GUVENIP UGRASAN KAZANIR

Yem Balığı Avını Yapıp Büyük Balık Avı Yapamayanlar

Bazı insanlar bizim yem balığı olarak kullandığımız balıkları büyük balık olarak kabul ederler. Pek çok sefer yem balığı için avladığımız balığı görüp “ben en büyük balığımı avladım. Artık ben kendimi büyük balık avladım kabul ediyorum. Bu bana yeter” diyen katılımcı oldu. Onları avladığımız balığı yem olarak kullanmaya ikna etmek zorunda kaldık. Bunlardan kimisiyle büyük balık avladık. Ama çoğunluğuyla büyük balık avlayamadık.

BALIK AVINDA KISMETINE GUVENIP UGRASAN KAZANIR

Bazılarıyla yem balığı avı hiç sorun olmaz. Hatta oltayı atar atmaz yem balıkları gelir. Ama hemen büyük balık avına başlamamıza rağmen bir türlü büyük balık oltaya atlamaz. Hatta canlı yemi oltaya takıp tur bitiminde geri saldığımız avlar olur. Bu durumu avcıların ava yeterince odaklanmamış olması ile açıklayabilirim. Büyük balık avına odaklanmadan bu avı gerçekleştirmek mümkün değildir. Yani yeterince istememek, tereddüt ve şüphe durumları vardır. Bazen de içten içe gelen büyük canlılara karşı duyulan korku da buna sebep olur. Bir diğer sebep de, katılımcılardan birinin balık tutmak ve denizde olmak isteğini kaybetmesi ve hemen dönmek istemesidir. Beklemekten sıkılan ve balığın hemen oltaya gelmesini uman birinin durumu da aynıdır. Böyle durumlarda av yapmak neredeyse imkansızdır. Büyük balık avı tesadüfen yapılabilecek bir av değildir. Balığın oltaya takılması yeterli değildir. Onu tekneye alabilecek şekilde mücadele edebilmek de gerekir.

BALIK AVINDA KISMETINE GUVENIP UGRASAN KAZANIR

Bazıları da isteklerini net olarak tanımlamamıştır. Bir arkadaş av boyunca “büyük balık oltayı bir carlatsın yeter” diyordu. Aslında bu cümle ile balığın gücünü oltada hissetmek istediğini belirtmeye çalışıyordu. Ama sonrası için bir talebi yoktu. Balık gelip kalomayı carlattı ve sonra bırakıp gitti. Bana dönüp “ne oldu” diye sordu. Bende ona “ne istediysen o oldu” dedim. İstediğimiz şeyi tam olarak tanımlamazsak, ne istediysek o olur. Bu yüzden ne istediğimize çok dikkat etmemiz gerekir. Sonra hayal kırıklığına uğrarız. Bu durum yapılan işe odaklanılmadığının bir göstergesidir. Yaptığımız işin her türlü olasılığını düşünüp talepte bulunmamız gerekir. Böyle durumlarda talepte bulunan arkadaşa “ne istiyorsan onu tam iste. Yoksa hayal kırıklığına uğrarsın” derim.

Bazı katılımcılarla her şey son ana kadar çok yolunda gider. Hiç bir hataları olmasa bile, her şeyi tam yapmış olsalar bile bir şeyler son anda ters gider. Balık bir şekilde kendini kurtarıp kaçar. Bu duruma da “kaçar mı” korkusu sebep olur. Bir önceki seçenekte “ne istediğimize dikkat etmemiz gerekir” demiştik. Çünkü kısmet kavramının içinde, isteklerimizi nasıl dillendirdiğimiz de vardır. Oysa başarı korku, tereddüt ve acabaları bünyesinde barındırmaz.

Başarı Onun Çok İsteyenle Buluşur

Başarıya koşulsuz şartsız inanmayanın başarısı olmaz. Olsa da süreklilik arz etmez. Bu tür başarılara şans deriz. Oysa sürdürülür başarıda şans, pastanın üzerindeki ince bir krema gibidir. İnancın, şansa ihtiyacı yoktur. İnancın bilgi ve tecrübeye ihtiyacı vardır. Bilgi ve tecrübe evhamı ve korkuları yok eder. Bilgi ve tecrübe ile güçlenmiş olan inancın kudreti her şeye muktedirdir. İnananın başaramayacağı iş yoktur. En zor iş bile, ancak biraz zaman alır.

Balık Avında Kısmetine Güvenip Uğraşan Kazanır

Büyük Balık Avı Videosu: https://youtu.be/LutIgJbW-yY

Balık Avında Kısmetine Güvenip Uğraşan Kazanır

Menderes Yahşi hakkında

Menderes Yahşi: (Rehber ve dalış eğitmeni) 8 Mayıs 1962 senesinde İstanbul doğdu. İ.Ü. İktisat Fakültesini 1986 yılında bitirdi. 1989 - 1995 senelerinde bankacılık. 1995 - 2003 senesinde kurucularından olduğu Escortland Taksim'de bilgisayacılık yaptı. 2003 senesineden beri Antalya-Adrasan'da Deepfishing ve Adrasanbalik olarak, balık avı turları düzenliyor. Evli, bir çocuk babası.
Bu yazı BALIK AVI, BALIK AVI EGITIMI, BALIK AVI VIDEOLARI, FOTOGRAFLAR kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

BALIK AVINDA KISMETINE GUVENIP UGRASAN KAZANIR için 2 cevap

  1. IRFAN UNVER der ki:

    Balık avında bilgi ve tecrübe mi, yoksa kısmet mi ön plandadır?

    • Menderes Yahşi der ki:

      Her işte olduğu gibi balık avında da kısmet ön plandadır. Yapılan av kısmet olduğu gibi, bilgi ve tecrübenin elde edilmesi de kısmettir. Allah dilemediği sürece hiç bir şey gerçekleşmez. Allah birisine bir şeyi kısmet etmişse, onu gerçekleştirecek bilgi ve tecrübeyi de kısmet eder. Başarı için bu üç kavram asla birbirinden ayrı düşmez. Düşerse başarısızlık olur. Yani Allah kısmet etmemiştir. Bunu kabul edebilen nefis eziyet çekmez. “Allah nasip etmemiş” der. Sonra kendinde eksik olanı araştırıp bulur ve tamamlama yoluna gider. Bir işi başaramıyorsak eksikliği kendimizde aramalıyız. Eksikliğini, hatasını çabuk kabul eden için gelişme süreci başlar. Eksikliği ve hatasını kabul edemeyen için gelişim süreci başlamaz. Onun için hatayı tekrarlamaktan başka seçenek kalmaz. Ta ki hatasını kabullenene kadar. Kendine dürüst olan için hayat kolaydır. Vicdanını körelten için yaşam çekilmezdir. Adeta yaşarken cehennemini yaşar. Yolundan şaşanın tekrar yolunu bulması da çok zordur. En kolayı doğrudan ayrılmamaktır. Yaşarken zor görünür, ama sonrasında ne kadar kolay olduğu anlaşılır.

YORUMLAR (Lütfen, yorumunuz ile bize katkıda bulunun)

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.