Bu Balık Avıyla Büyük Balık Avlayacaklarına Dair Umutları Arttı :
Balık avı turunu saat 06.30 da başladı. Saygın ile Onur kendi rapala ve oltasını hazırlamaya başlamıştı. Onlar oltaları denize bıraktıklarında, çay eşliğinde, sohbette başlamıştı. Sohbet arasında ben de, Palamut çapari’sini hazırlayıp denize bıraktım. Yönümüz Sulu Adaydı.
Hacivat Burnunun açığından geçerken kalomalar boşalmaya başladı. Oltaları sarmaya başladık. Yazılı Orkinoslar iri gibiydi. İyi mücadele oluyordu. Saygın bir kilo civarı bir Yazılı Orkinos çekti. Onur’un balık Saygının olduğu taraftan geliyordu. Onur rahat çeksin diye yer değiştirdiler. Biraz sonra Onurun Yazılı Orkinos’ta teknedeydi. İki balıkta bir kilo civarı olduğundan Akya için yem olacakmış gibi gözükmüyordu. Yazılı Orkinoslar, Akya için yem olamayacak kadar büyükte olsa da, akşama güzel bir yemek olmaya namzetti. Av keyfi de cabası.
Sulu Adaya vardığımızda, yemlik balıkları orada avladık. Sonra Sulu Adanın açığına çıktık. Akya oltasının hazırlığına başladık. Oltalar hazır olunca denize bıraktık. Rölanti hızında dolaşarak yemli dip sırtı yaptık. Amacımız öncelikle Akya avı yapabilmekti. Bu kadar Yazılı Orkinos ve Palamut varken burada mutlaka Akya da olmalıydı. Akya avlayabilmek için adanın hemen her yerini dolaştık. Özellikle daha önce av yaptığımız yerlerde daha yavaş dolaştık. Ne kadar çabaladıysak da büyük balık avı yapabilmek mümkün olmadı. Saat 12.00 ye kadar dolaşmamıza rağmen Akya avı yapamadık. Yemli dip sırtısından vazgeçip arkadaşların jigging yapma taleplerini karşılamaya karar verdik.
Öğlen biraz jigging yaptık. Jigging yönteminde de sonuç alamadık. Jigging sonrası Amerikan koyunda mola vermek için oltaları toplayıp karşı kıyıya geçtik. Amerikan koyunda denize girdik, yemek yedik, sonra uzanıp biraz uyuduk. Öğle molasında yarım saatlik uyku bile, insanı dinlendirmek için yetiyor. Buradaki uykudan sonra insan, sabah tekneye yeni biniyormuş gibi dinlenmiş oluyor.
Öğle molasından sonra tekrar Sulu Adaya geçerek, akşam suyunu çektik. Bu balık avı turunda, Akya bize yüzünü göstermedi. Artık yorulmuştuk. Bize de Adrasan Koyunun yolunu tutmak düşmüştü.