Devasa Akya Yumurtalı Olduğundan Geri Saldım :
Tarım ve Orman Bakanlığı tebliğine göre 15 Nisan – 15 Mayıs Akya için yumurtlama dönemi olarak tespit edilmiştir. Ama bizim tecrübelerimize göre Akya 15 hazirana kadar yumurta dökmektedir. Yumurta dökme süreci deniz suyu mevsim normallerinin üzerinde olduğu seneler daha erken biter. Ama deniz suyu mevsim normallerinin altında olduğu dönemler daha da uzayabilir. Akdeniz için mevsim normalleri Nisan 17 – 18°, Mayıs 19 – 23°, Haziran 24 – 26° dir. Bu yüzden 15 Hazirana kadar avladığımız Akyaları geri bırakma taraftarıyım. Ama ilk defa bu avı yaptığımız arkadaşımız almak isterse de diyecek bir şey yok. Tek yapılacak mümkün olduğunca az ava çıkmak ve mümkün olduğu kadar avlanan balığı geri bırakmak olabilir.
Bugün Zıpkınla Balık Avına Çıktım
Sabah erkenden Sulu Ada istikametine doğru yol almaya başladım. Yolda oltama bir tane Tombik takıldı. Onu kovaya koyup Sulu Adanın karşısında zıpkınla avlanmaya başladım. Kısa süre sonra zıpkınım, kabzanın ahşap gövdeye bağlandığı yerden koptu. Dalmaya doyamadan sudan çıkmak zorunda kaldım. “Zıpkını bırakıp serbest dalış yapayım” diye düşündüm. Ama aklıma, gelirken oltaya takılan Tombik geldi. “Onu da yazık etmeyeyim, bari olta ile büyük balık avı yapayım” dedim. Ama yanımda sadece 120 cm boyunda jigging kamışına monte ettiğim miadını doldurmuş eski Banax Traker 50 model çıkrık makinem vardı. Çıkrık makinenin üzerinde 200 – 240 m kadar yine miadını doldurmuş 0,58 mm Sufix ip misina vardı. Bu takımla Sulu Adanın karşısından başlayarak Adrasan Koyuna doğru yemli dip sırtısı yapmaya başladım.
Büyük Balık Avı İçin Mera Arayışı
Hacivat burnunu çekmeyi düşünüyordum. Ama orada dalış okulu dalış yaptığı için vazgeçtim. Adrasan Fenerine yöneldim. Feneri çektim. Hiçbir hareket olmadı. Bunun üzerine koy girişine paralel olarak çekip tam ortaya geldiğimde koy içine yöneldim. 18 m sularına doğru geldiğimde kaloma hızlıca boşalmaya başladı. Bir süre bekleyip kademeli olarak kalomayı sıkmaya başladım. Ama balığı durdurmak mümkün olmuyordu. O kadar hızlı boşalıyordu ki bir anda makinede 50 – 60 m ip misina kaldı. Hemen motoru boşa aldım. Kalomayı bir iki tık daha sıkıp balığın tekneyi çekmesini bekledim. Balık tekneyi kıç tarafından çekmeye başladı. Bu şekilde oltayı sarabilir duruma geldim. Hızlıca yapabildiğim kadar ip misinayı sarmaya başladım. Çünkü balık tekrar çekmeye başlarsa mücadele için ip misinaya ihtiyacım olacaktı.
Devasa Balığa Tekneyi Çektirmek
Balık tekneyi kıçtan çekerken, tekne sanki motoru yüksek devirde geri verdiğim kadar hızlı gidiyordu. Balık tekneyi Adrasan Koyunun açığına doğru çekiyordu. Bende oltayı sararken balığı tekneye iyice yaklaştırdım. Bu şekilde mücadele etmek balığı çok çabuk yordu. Elimdeki en eski takımla 40 Kg üstü balığı 10 – 15 dakikada teknenin yanına aldım.
Daha önceden çok daha iyi bir olta ile kötü bir tecrübe yaşamıştım. O mücadelede kaloma salacak ip misina kalmadığı için takımdan kopartıp balığı kurtarma yolunu seçmiştim. Tabi bu performans da derinliğin az olmasının büyük avantajı vardı. Derinlik 100 m civarı olsaydı. Çoktan ip misina biterdi. Böyle bir durumda balığın iple beraber gitmemesi için kalomayı sonuna dayayıp, elle de müdahale edip takımdan kopmasını sağlamaya çalışırım. Bu şekilde balığın yaşama şansı daha fazla olur. Yani ya balığı almaya çabalayacağız, ya da olmuyorsa balığın en az zarar göreceği şekilde takımdan kopmasını sağlamaya çalışırız. Takım iple beraber giderse balığın ölümüne sebep olur. Oysa takım, bir iki metrelik kısmından koparsa balığın yaşamını çok fazla etkilemez. Bir süre sonra da paslanıp düşer. Bu yüzden hiçbir kanca paslanmaz yapılmaz.
Devasa Balık Teknenin Yanında Dolaşırken
Balık beklediğimden çok daha büyüktü. Onun bu kadar büyük olduğunu görünce balığı hiç tekneye almak istemedim. Aklıma balığın ne kadar çok yumurtayla dolu olduğu geldi. Allah’a verdiği bu av için şükrettim. Sonra video çekmeyi bırakıp kancaları çıkardım. Sonra balığı bırakırken kısa bir video daha çekip balığı serbest bıraktım. Balık da benim onu serbest bırakacağımı hissetmiş gibi davranıyordu. O an her şey balığın yaşamasından ve yavrularını dünyaya getirmesinden yanaydı. Balık avcılığımızın geleceği için bu balığı gönül rızası ile geri saldım. Büyük bir gönül rahatlığıyla eve döndüm. Hayatım boyunca unutmayacağım ve bana balıkçılık adına çok şey öğreten bir av oldu. Bu av sayesinde daha büyük avları daha kolayca yapmanın yolunu keşfetmiş oldum.
Büyük Balık Avı Videosu: https://youtu.be/_6xA3rI8ggM
Menderes Abi, bu kadar büyük balığı salmak adama zor gelmez mi? Bu balığı satmaya kalksan en az 2.000 TL cebindeydi. Bu balığı salmanın sana faydası nedir?
Berkay güzel sorular sormaya devam ediyorsun. Balık avında belli bir doygunluğa ulaşan insanlar için balığı geri salmak normal bir olaydır. İhtiyacı varsa alır. İhtiyacı yoksa geri salar. Neye ihtiyacı varsa sadece o balığı alır. Gerisiyle ilgilenmez. Ama belli bir doygunluğa ulaşmamış veya paraya önem verenler için bu yaklaşım zor olabilir. Ama her şey hesap işidir. Biraz hesap yapmayı bilen herkes yumurtalı bir balığı geri salar. Büyük veya küçük olması önemli değildir. O balığı almasam aç mı kalacağım? Ama o balığı salınca yumurtalarından çıkan balıkların %10 yaşama fırsatı bulsa benim ömür boyu yakalayacağım balığı karşılar. Yani o balığı salmakla ömür boyu avlayacağım balığı garanti altına almış oldum. Bu demek değil ki başka yumurtalı balıkları geri salmayacağım. Aksine yumurtalı olmasa bile ihtiyacım yoksa geri salarım.
Evet, bu balığın en az ederi 2.000 TL olabilir. Ama bu balığı saldığım için bundan sonra yakalayacağım balıkların ederini hesaplamak oldukça zor olacağı kesin. Yani bu balığı salmanın hem bana, hemde balık stoklarımıza büyük katkısı oldu. Bu sayede başkaları da büyük balık avlama şansını elde etmiş olacak. Bütün balıkları ben avlasam başkası ne avlayacak? Ben kendimi doğuştan kısmetli görüyorum. Bu yaklaşım bana başkalarına da saygılı olmayı nasip ediyor. Beni hayatta en mutlu edecek şey; önce ülkemin insanlarının refah içinde olması, sonra da dünyadaki her insanın refah içinde olmasıdır.