Kılıç Balığı Yem Avladığımız Rapalaya Takıldı :
Büyük balık avı için yem balığı avı yapıyorduk. İki oltamız suda 5 mil hızla sırtı çekiyorduk. Birden kaloma boşalmaya başladı. Yem balığı avını yaptığımız için sevinçle oltayı sarmaya başladık. Çıkrık makineden arada bir kaloma sesi geliyordu. Bizde hevesle oltayı sarıyorduk.
Canlı yemle büyük balık avı yapmayı düşündüğümüz için diğer oltayı da hemen topladık. Arkadaş oltayı çekmeye çalışırken ben de büyük balık için olta takımını hazırladım. Yem balığını çeker çekmez hemen Akya Oltasına takıp canlı yemle büyük balık avına başlayacaktık. Hazırlığımı tamamlayınca “gelen balığın canlı yem için ne kadar uygun olacağı” düşüncesiyle yem balığının tekneye çıkmasını beklemeye başladık.
Arkadaş hevesle oltayı sarmaya devam ediyordu. Nihayet balık suda gözüktü. İlk anda gelen balığın ne olduğunu anlamadık. Sonra Zargana olduğunu düşündük. Tekneye aldığımızda gelen balığın Zargana olmadığını anladık. Bu balık Kılıç Balığı yavrusuydu. Oltamıza yem balığı avı yaparken Kılıç Balığı yavrusu takılmıştı. Bu ilk defa olan bir şeydi. Demek ki, Kılıç Balıkları sularımızda yüzey sırtısı takımına takılacak kadar çoğalmaya başlamıştı.
Orkinoslardan Sonra Kılıç Balıkları da Kıyılarda
Muhtemelen bu durma sebep olan en önemli şey suların ısınmaya başlamasıydı. İklimdeki ısınma bu tür balıkları kıyılara kadar yaklaştırmaya başlamıştı. Zaten son birkaç yıldır kocaman Orkinosları kıyılarda göç balıklarına saldırırken görmeye başlamıştık. Gördüğümüz Orkinoslar bazen 20 – 30 Kg civarındayken, bazende 100 – 150 Kg kadardı. Böyle devasa balıkları kıyılarda oynak yaparken seyretmenin tadına doyum olmuyordu. İnsan gelecek için umutla doluyordu.
İnsanlara Örnek Olması Dileğiyle Kılıç Balığını Geri Saldık
Kılıç Balığı yavrusunu algılamamız biraz zaman aldı. Sonra o balığın Siyah Yelken Balığı yavrusu olduğunu fark ettik. Yüzlerce kilo olacak bir yavru balığı teknede tutmanın bir gereği yoktu. Hemen oltadan çıkarıp denize iade etmemiz gerekiyordu. İnsanlara örnek olsun diye video çekimini kısa kesip hemen suya iade ettik. Tabii ki, canlandığından iyice emin olduktan sonra…
Bir balığı geri bırakırken en önemli şey o balığın gidebilecek kadar nefeslendiğinden emin olmaktır. Yoksa geri bırakıyoruz diye suya bırakmak doğru değildir. Balığı mutlaka nefeslendirip elimizden ayrılmasını beklemek gerekir. Bu şekilde yapıldığında balığın nefeslendikçe gücünün geldiğini elimizde hissetmek çok güzeldir. Sonunda elimizden kendini kurtarıp özgür yaşantısına geri döner.
Elimizden ayrılıp mavi derinliklere doğru kuyruk vururken balığı seyretmek doyumsuz bir güzelliktir. O anda gelecek günlerde balığın daha çok çoğalacağını düşünürüm. Balık çoğaldıkça daha büyük balıkların avını yapabileceğimizi düşünürüm. Oltamıza takılan balık ne kadar büyük olursa, mücadele keyfi de o kadar büyük olur.
Kılıç Balığı O Günün Tek Sürprizi Değildi
Kılıç Balığı yavrusunu geri bıraktıktan sonra yem balığı avına devam ettik. Canlı yem için avladığımız Palamut’u çekerken balık kendini kurtarmaya çabalarken misina kuyruğuna dolanmıştı. Bu şekilde mücadele ederken Balon Balığı ağız kısmını, gözleri de dahil ısırıp almıştı. Bu yüzden canlı yem ölü olarak geldi. Artık yem balığına yeniden bakacak vakit kalmamıştı. Ölü olarak çektiğimiz Palamutu yem olarak kullanıp Akya Oltasını hazırladık. Büyük balık avına başlayalı beş dakika olmadan Akya Oltasındaki yemin kuyruk kancasına Balon Balığı takıldı. Balon Balığı kendini kurtarmak için çırpınırken, oltayı Akya’yı kıskandıracak şekilde hızlanarak çekmeye başladık. Daha bir dakika geçmeden oltaya Akya atladı. Kısmetli şekilde başlayan günümüz, hedef balığın avını yaparak sonlandı.
Balon Balığının Takıldığı Oltada Akya Avı Videosu: https://www.dailymotion.com/video/x25tnhe#tab_embed