UFAK BALIKLARI BIRAKANIN KISMETI ACIK OLUR

Ufak Balıkları Bırakanın Kısmeti Açık Olur :

Her balık belli bir boya ve kiloya kadar büyür. Şartlar uygunsa büyüme hızlı olur. Şartlar uygun değilse büyüme yavaş olur. Şartları oluşturan temel unsurlar yiyecek, suyun temizliği, iklim şartları ve doğal ortamın bozulmamış olmasıdır. Bunlara birde avcılığı ekleyebiliriz. Eğer avcılık ortalama bir boya gelmemiş balıklar avlanarak yapılıyorsa, balığın azalmasıyla sonuçlanır. Balık avı yapabilenler için av olduğu sürece sorun yoktur. Ama balık azaldıkça diğerlerinin için balığa ulaşmak sorun olmaya başlar. Aynı günümüzde yaşandığı gibi.

Madem Bırakacaktın O Balığı Neden Yakaladın 

Aslında cümlenin tamamı şöyle: Madem bırakacaktın neden o balığı yakaladın ve balığa eziyet ettin. Genelden verdiğim en basit cevap “eğer bütün balıkları ben yakalarsam sana ne kalacak” olur. Ama bir de eziyet etmek gibi bir suçlama da var. Acaba eziyet etmek, oltaya takılan ve senin yakalamayı arzu etmediğin balığı serbest bırakmak mıdır, yoksa onu alıkoymak mıdır? Bu mantığa göre istediğimiz veya istemediğimiz bir balık oltaya takıldığında onu alıkoymakla o balığa eziyet etmemiş oluyoruz. Ama balığı yaşasın çoğalsın, başkaları da av yapabilsin diye bırakınca eziyet oluyor. Bunu nasıl bir akıl ve mantık üretiyor anlamak mümkün değildir.

Acaba itiraz ettiği düşüncesini bir saniye için analiz etmiş olsa hala aynı soruyu sorabilir mi? Bu mantığa göre oltaya takılan her balığı almak gerekiyor. Peki ben bunu yaparsam ona balık kalacak mı? Eğer biz bu mantıkla av yaparsak diğer insanları balıktan mahrum bırakmış olmaz mıyız? Hatta balığın azalmasına katkıda bulunmuş oluruz. Bu bizim hiçbir zaman yapmayacağımız işlerdendir. Bu soruyu sorana da bu şekilde av yapmasını hiç tavsiye etmem. Sürdürülebilir avcılık için herkes birbirini ve daha önemlisi balığın yaşama hakkını düşünmek zorundadır.

Hangi Durumlarda Balığı Geri Bırakırız

• Balığı yemek amacıyla avlarız. Eğer yemeyeceğimiz bir balık oltamıza takılırsa onu geri bırakırız. Bu balığın yenecek bir balık olup olmaması önemli değildir. Balık avına çıkarken aklında avlamayı düşündüğüm balıkları bir listesi vardır. O balıklar dışında bir balık oltama takıldığında geri bırakırım. Başkasına vermek için balığı alıkoymam. Başkasına balık vermeyi düşünüyorsam ona kendim için avladığım balıktan veririm. Yada o kişiyi soframa davet ederim. Birisine balık vermek sizi borçlu durumuna düşürür. O kişi ondan sonra her seferinde sizden balık bekler. Vermediğinizde size küser. Çünkü balık vermekle siz ona karşı borçlu konumda olursunuz. Bu durum o kişiyle olan ilişkinizi mutlaka bozacaktır. Oysa aynı kişiyi sofranıza davet ettiğinizde o kişi borçlu duruma düşer. Her şartta kendini size karşı borçlu hisseder. Bu durumda aranız bu sebepten dolayı bozulmaz.
• Oltama takılan balık ufaksa veya büyük olmasına karşılık ben daha büyüklerini avlayabiliyorsam geri bırakırım.
• Oltama yumurtalı balık takıldıysa veya yumurtalı olabileceği konusunda tereddütüm varsa geri bırakırım.
• Nesli tükenmekte olan Orfoz ve bunun gibi balıkları geri bırakırım.
• Bir sebepten teknemin yanına kadar gelen, hiçbir şekilde avlamak için emek harcamadığım balıkları geri gitmesi için uğraşırım. Ancak o kadar uğraşmama rağmen gitmezlerse alırım.
• Sahipsiz bir oltada veya herhangi bir avcılık vasıtasına takılmış olan balıkları listemde olan balıklardan olsun veya olmasın geri bırakırım. Kendim avlayıp emek harcamadığım balığı parayla satın almam.

Liste bu şekilde uzayıp gider. Kısaca derdimiz balığın eti değildir. Derdimiz balık avını en ince detaylarına kadar öğrenmek ve öğretmektir. Bu esnada bana ve yanımdaki arkadaşlara yiyeceğimiz kadar balık olsa yeter. Her avda bir büyük balık avladığımızda geri döneriz. Bu balık avımızda olduğu gibi kendimize balığı almak için bir sınır koyduysak o balığı geri salarız. Bu avda sınırımız 10 Kg dı. Önceki çıkışlarımızda ilk gün 20 Kg, ikinci gün 30 Kg büyük balık avı yaptık. Bu balıklar arkadaşlarımıza bir kış boyu yeterdi. Dolayısı ile belirlediğimiz sınırın altındaki balıkları almanın gereği yoktu. Allah’a çok şükür ki, bu arkadaşlarla balığa hemen her çıktığımızda çok büyük balıklar avlayabiliyoruz.

Peki Her Seferinde Büyük Balık Avlamak Mümkün Müdür?

Kesinlikle hayır. Her seferinde ufak balık avı bile yapmak mümkün değildir. Benim tahminime göre 10.000 adet ufak balığa karşılık bir tane 10 Kg lık büyük balık vardır. Bazı kişiler ne yapsa da balık onlara gelmez. Bunun pek çok sebebi vardır. Bunları burada sıralamayacağım. Sadece genel olarak bu duruma “büyük balık avlayacağına inanmamak” diyeceğim. Ayrıca bu durma kısmetsizlik de diyebiliriz. Kısmetsiz birisinin yapacağı işe inanmaması da normaldir. Zaten başka türlü olması da mümkün değildir.

Oysa bu arkadaşlarımızda olduğu gibi büyük bir inançla balık avına çıkanlar genellikle elleri boş dönmez. Hatta oltalarına takılan 10 Kg civarı bir balık ile 20 dakika uğraşıp tekneye alırken kaçırsalar bile sevinebilirler. Çünkü onlar daha baştan 10 Kg altı balığı almamayı kafaya koymuşlardır. Bu sebeple Allah onlara neyi istiyorlarsa onu verir. Bu durumu bir çok kısmetli arkadaşla yüzlerce kez test ettim. O yüzden de kesim cümleler olarak yazabiliyorum. Yapılan bir iş başarıya ulaşmıyorsa şüphe, tereddüt ve en önemlisi korku vardır. Bu psikoloji insanı odaklanarak emek harcamaktan uzaklaştırıp başarısızlığa yöneltir. İnançlı olan insanların korkuları olmaz. Yada her korku ile büyük bir aşk ile savaşabilirler. Aşkla yapılan hiç bir iş başarısız olmaz.

Büyük Balık Avı Videosu: https://youtu.be/9k3AfyBosjY

Ufak Balıkları Bırakanın Kısmeti Açık Olur