Arzuyla Beklenen Akya Tekneye Alınınca Sevinçle Hüzün Kol Kolaydı :
Bazı arkadaşlarla pek çok ava çıkarız. Hedef Akya avı olmasına rağmen başka her şeyin avını yaparız. Akya bazen oltaya takılıp kendini kurtarır. Bazen sadece oltaya vurur. Ama kancaya geçmez. Onların bir çok avı bu şekilde sonuçlanır.

Neden Büyük Balık Bize Kısmet Olmuyor?
Bazen tura katılan arkadaşlar öğrenmek ve anlamak adına “büyük balık neden bize kısmet olmuyor” diye sorar. Bazen ben durumu gerçekten analiz etmek adına sorarım “bu neden böyle oluyor?” diye. Kendime ve diğer herkese verdiğim cevap; tereddüt ediyor olmaları ve yeterince istemiyor olmalarıdır. Bir olaya yeterince konsantre olmadan, odaklanmadan o iş olmaz. Bir şeyi yapmayı arzularken “başarı” dışında akılda başka bir şey olmamalıdır. Başaran insanların ruh halini incelediğimizde karşımıza bu gerçek çıkar. Başaran insanın aklında “başarının” dışında başka seçenek yoktur.

Pozitif Düşüncenin Gücü Büyük Balığı Getirir
Bu tura bu düşüncelerle çıktık. Gerçekten aklımızda başarmanın dışında başka seçenek yoktu. Tura başlarken “Sulu Ada mı, Pırasalı Ada mı?” diye sordum. Arkadaşım “hiç fark etmez. Sen seç” dedi. Son turlarda Pırasalı Adada daha çok av yaptığımızı söyleyerek dümeni Pırasalı Ada istikametine kırdım.
Yol boyunca yemlik balık avı yaptık. Yemlik balık avı bizi büyük balık avı için hazırladı. Yemlik balık avı yaparken oltamıza yavru Akyalar da takıldı. Onları büyüyüp gelsinler diye geri saldık. 2 – 3 yemlik balıktan sonra oltaları topladık.

Akya Oltasının Hazırlığı
Pırasalı Adaya vardığımızda Akya oltasını hazırladık. Adanın çevresinde bir tur atıp Adrasan Koyundaki meralara bakmaya başladık. Yarasalı Mağarayı geçip Gemliyik Koyuna girdik. Gemliyik Koyunda Çok fazla ilerlemeden kaloma şiddetle akmaya başladı. Akya oltadaydı.
Tekneyi taşlık bölgeden çıkarmak için açık denize doğru çevirdik. Tekne ağır yolla giderken balıkla mücadeleye başladık. Arkadaş böyle büyük bir balıkla mücadele etmekten çok mutluydu. Yorulunca oltayı bana veriyordu. Biraz dinlenince tekrar alıyordu.
Açığa çıktığımızda tekneyi durdurdum. Hava ve deniz çok güzel olduğundan av çok keyifli bir ortamda devam ediyordu. Sonunda Akya teknenin altında gözüktü. Sakin ve berrak bir denizde balığı aşağıda dönerken seyretmek çok keyiflidir. Bunu yaparken balığın yorulmasını sağlamış oluyorduk.

Bu Kadar Güzel ve Büyük Balığı Almaya Hakkımız Var Mı?
Balığı Tekneye aldığımızda önce büyük bir sevinç ve rahatlama oldu. Uzun süredir peşinde koşulan büyük balık teknedeydi. Ama kısa bir süre sonra arkadaşı hüzün kapladı. Onu böyle görünce “istersen balığı geri bırakabiliriz” dedim. Kararsızdı. “Bu ilk büyük balığım bırakmayalım” dedi. Bence de haklıydı. Katılımcı gönülden istemiyorsa, ilk balığın bırakılmasına ben de karşıyım. Bu düşüncelerle sohbet ederek dönüşe geçtik.

Dönüşte arkadaşa bir sürprizim vardı. Onu Tuzla ve Akseki Koyunun gizli saklı yerlerine götürdüm. Balık avının üzerine bu sürpriz çok iyi gelmişti.
Küçük Akyaları Geri Bırakma Videosu: https://youtu.be/YjoqDTB1AUE
Balık avına merak salan her insanın büyük balık avı yapmayı bu kadar istemesinin temelinde ne vardır?
Her halde bir büyük balıkla aile bireylerinin hepsini doyurabileceği düşüncesi olmalıdır. İnsanda temel güdü beslenme ihtiyacıdır. Dünya üzerinde her toplumda av yaparak çevresini doyurabilen insan en değerli kişidir. Bu sayede o toplumun yaşamına devam etme şansı olur. Avcılık yeteneği yüksek kişiler toplumun hiyerarşisinde en üstlerde yer alır. Büyük saygı görür. Bu durum her insanı bu pozisyonda olmaya iter.
Ayrıca insanlar belli becerileri edinmek isterler. En azından bunu kendilerine ispatlamak isterler. Bir büyük balık avı yapıp kendilerinin de bu işi yapabildiklerini kendilerine ispatlamak isterler. Bu durum kişinin kendi kendine yetebilmesiyle ilgili bir konudur. Kendine yetebilen insan en azında kendi aklında kendini daha özgür algılar. Bu büyük bir öz güven kazancıdır.