Balıklar Niçin Sürü Olmak Zorundadırlar :
- Üremek için,
- Beslenmek için,
- Göç etmek için,
- Savunma yapmak için
Sürü olmak zorundadır.
Üremek İçin Sürü Olmak Zorundadır
Üreme toplu olarak gerçekleşen bir olaydır. Büyük gruplar bir araya gelir. Bir grup yumurta dökerken, diğer grup yumurtaları döller. Bu dış döllenmedir. Diğer tip döllenmelerde de balıklar bir arada bir ritüeli gerçekleştirirler.
Beslenmek İçin Sürü Olmak Zorundadır
Beslenmek tek başına yapılması çok zor bir olaydır. Tek başına, avlanacak ufak balıkları bir araya toplamak çok zordur. Oldukça iri bir cüsseye ve hızlı hareket edebilmeye ihtiyaç vardır. Ufak balıklar, her tehdit karşısında bir araya gelerek ve dönerek saldırılardan kendini korumayı çok iyi başarırlar. Bu besin yumaklarını çözmek, sürü olmakla mümkündür. Sürüdeki birey sayısı arttıkça, av başarısı da artar. Avcı sürü, her av balığı için değişik beslenme taktikleri geliştirebilir ve uygulayabilir. Bazı balıklar derinden gelerek yem balıklarına vurarak suyun yüzüne sıçrar ve suya düşerken tekrar vurur. Bu iki saldırı esnasında pek çok balık sersemler. Diğer sürü elemanları sersemleyen yem balıklarını toplar. Bu şekilde vuranlar, toplayanlar şeklinde av yapabilirler. Buna benzer pek çok yöntem, değişik yem balıkları için uygulanır.
Göç Etmek İçin Sürü Olmak Zorundadır
Balıklar göç ederken bir arada olmak zorundadırlar. Göç birçok sebeple yapılabilmektedir. En önemli sebep iklim değişimleridir. Suyun ısısı değiştiğinde kendi yaşam ısısına uygun alana doğru hareketlenmek zorundadır. Bir diğer önemli etken beslenmek ve üreme faaliyetidir. Ayrıca balıklar bir merada aşırı rahatsız edilirlerse önce mera değiştirirler, rahatsızlık devam ederse, rahat edecekleri yere kadar göç ederler. Ayrıca deniz kirliliği de çok önemli göç sebeplerindendir. Bütün bu sayılan faaliyetler sürü halinde yapılır.
Savunma Yapabilmek İçin Sürü Olmak Zorundadır
Saldırıya uğrayan balıklar hemen bir araya toplanarak, beraber hareket ettiklerinde daha az zayiat ile sürüyü kurtarma şansları olur. Sürü dönerek avcının belli bir noktaya odaklanmasını ve o noktaya etkili bir saldırı yapmasını engellemiş olur. Diğer türlü avlanan sürüler karşısında hiç şansları olmaz. Sürüden ayrılanı büyük balıklar kolayca kapar.
Adrasan’da Akya Sürüsünün Videosu: https://dai.ly/xo41bp
Çiftlikte yetişen balıklar denize adapte olmakta zorluk çekiyor? Bu soruların sonu yok. Denize ait her veri sonsuz olasılığa sahip bir bilinmezler dehlizi. Böyle bir ortamda yaşayan ve hayatını her türlü zorluğa karşı sürdüren canlının hafızasının zayıf olduğu söylenebilir mi? Böyle bir söylem, her biri olağan üstü donanımlara sahip ve öğrenme yeteneği olan bir canlı için doğru mudur?
Su altında ve teknede balık avı yaparken izlediğim kadarıyla balıkların hafızanın zayıf olduğunu iddia etmek mümkün değil. Bunu şu soruyla basitçe izah etmek mümkün. Balıklar zıpkını nasıl oluyor da tanıyor? Aynı zıpkıncı elinde zıpkın olmadan daldığında etrafına doluşuyorlar? Daha buna benzer pek çok çarpıcı örnek vermek mümkün. Balıklar öğreniyor. Sizin de yazınızın başında belirttiğiniz gibi, çiftlik balıkları denize adapte olmakta zorluk çekiyor. Bunun sebebi denize dair hiç bir şey bilmeyişleri. Ama bir süre denizde yaşamayı becerirlerse, öğrenecekleri çok şey var.
Büyük sürüler hangi denizlerde bulunurlar?
Büyük sürüler nispeten daha soğuk ve tuzluluğu az olan denizlerde bulunurlar. Soğukluğun ve tuzluluğun az olmasının sebebi, denize karışan akarsu kaynaklarının fazlalığı ve debisinin yüksekliğidir. Bu akarsu kaynakları balıklar için çok önemli olan besinleri denize taşırlar. Bu durum büyük sürülerin beslenmesini ve yaşam şartlarını kolaylaştırır.
balık aptaldır hemen oltaya gelir çünkü
Balığın aptal olduğu değil, hafızasının zayıf olduğu söylenir. Üzülerek ben bu iki düşünceye de katılamayacağım. Çünkü bunca yıldan sonra edindiğim tecrübe bunun tam tersini söylüyor. Bu fikri savunanlara şu soruları sormak lazım. Hafızası zayıf balıklar nasıl oluyor da dünyayı teknolojiden yoksun bir şekilde dolaşabiliyor ve ömrünün sonunda yine doğduğu yere yumurta bırakmaya gelebiliyor? Zıpkını nasıl tanıyor ve zıpkıncıyı görünce köşe bucak kaçabiliyor? Daha önce her oltaya atlayan balıklar seneler geçtikçe bu oltaları tanıyıp ilgisiz kalabiliyor? Balıkçılık ürünleri niçin bu kadar çeşitli ve her geçen gün takip edilemez çeşitliliğe ulaşıyor? Bazı balıklar diğerlerinden daha çok büyüme fırsatı bulabiliyor? Çiftlikte yetişen balıklar denize adapte olmakta zorluk çekiyor? Bu soruların sonu yok. Denize ait her veri sonsuz olasılığa sahip bir bilinmezler dehlizi. Böyle bir ortamda yaşayan ve hayatını her türlü zorluğa karşı sürdüren canlının hafızasının zayıf olduğu söylenebilir mi? Böyle bir söylem, her biri olağan üstü donanımlara sahip ve öğrenme yeteneği olan bir canlı için doğru mudur?
En büyük cehalet, bilmediğini bilmemektir.