Kısmet Dönüş Yolunda Yüzüme Güldü :
Nadiren yalnız Akya avına çıkarım. Güzel bir gün başlangıcıydı. Akdeniz’in tertemiz mavi sularında yemlik Palamut avı için yol almaya başladım. Tekne mavi suları yararak Sulu Adaya doğru ilerledi. Palamutları birer, ikişer oltama atladı. Sabahın ilk ışıklarında denizde olmak ve Akya avının heyecanını içimde hissederek ilerlemek, bende çok güzel duygular oluşturuyordu.
Yeterince yemlik Palamut olunca Akya avına geçtim. Önce, Sulu Adanın 30 – 40 m derinlerini çektim. Bu bölgede son zamanlarda Balon Balığı miktarında artış olduğu için yemin zayi olma riski çok fazlaydı. Bu riski alarak, adaya yakın olta çektim. Bir süre sonra risk gerçekleşti. Balon Balığı, oltaya asılmaya başlamıştı. Kısa sürede Palamut’u parçalamıştı. Oltayı çektiğimde, Palamut’tan geriye bir şey kalmamıştı. Sulu adanın açığını çekmek için 60 – 80 m suyuna çıktım. Akya oltasının ikisini de hazırlayıp, denize bıraktım. Bu bölgeden çok umutlu olmama rağmen bir sonuç alamayınca, Kelleci Burnuna geçmeye karar verdim.
Kısmet Dönüş Yolunda Yüzüme Güldü
Kelleci burnuna kadar Akya oltasını çekerek gittim. Kelleci Burnunda da bir sonuç alamayınca, 60 m suyundan olta çekerek Hacivat Burnuna doğru ilerlemeye başladım. Böylece, Palamut avladığım yerleri Akya oltası çekerek geçmiş olacaktım. Bu geçişle, “Palamut’un olduğu yerde, Akya da olur” düşüncesini kontrol etmiş olacaktım. Bu geçiş de sonuç vermeyince Hacivat Burnunu çekerek Adrasan Fenerine doğru ilerledim.
Adrasan Fenerine gelene kadar hareketsizlik devam etti. Adrasan Fenerinin açığını çekerken, elimde tuttuğum oltanın kaloması şiddetle boşalmaya başladı. Tekneyi durdurmadan oltayı sarmaya başladım. Amacım, oltaları altımdaki kocaman taşlara taktırmamaktı. Akya ile beraber oltaları taşlardan açığa almaya çalıştım. Ama Akya beklediğimden daha fazla basarak, oltayı taşa takınca durmak zorunda kaldım. Durunca diğer olta da taşa geçmesin istedim. Akya’nın olduğu oltayı bırakıp diğer oltayı toplamaya başladım. Kısa süre sonra çekmekte olduğum oltada taşa takıldı.
Artık iki oltada taşa takılmış durumdaydı. Akya’nın olmadığı oltayı bıraktım. Akya’nın olduğu oltayı taştan kurtarmaya karar verdim. Akya’nın olduğu oltayı kurtarmak için oltanın takıldığı taşın açık denize bakan kısmına doğru yöneldim. Bu dönüş esnasında iki oltanın da boşluğunu almaya çalıştım. Oltaların ipi gerilmeye başladığında, gerilen olta denize kaçmasın diye üzerine ayağımla bastırıyordum. Bu şekilde çaresizlik içinde bocalarken, bir yandan da Akya’nın takıldığı taşın açığına doğru gitmeye çalışıyordum.
Bu esnada içimden “Akya, kendini kurtarmak için, açık suya doğru hareketlense, oltanın taştan kurtulmasına yardımcı olsa” diye dua ediyordum. Derken, dualarım gerçek oldu. Ben açık suya çıkmaya devam ettiğim esnada, Akya sıkı bir asılmayla oltayı taştan kurtardı. Sonra tekrar şiddetle kalomayı boşaltmaya başladı.
Tam bu esnada taşa takılı olan diğer olta tekne için çapa vazifesi görmeye başlamıştı. Her şey istediğimden ala olmuştu. Artık bana Akya ile mücadele etmekten başka bir şey kalmamıştı. Ben de tam öyle yaptım. Akya ile mücadele çok keyifli bir şekilde devam ediyordu. Bu esnada, Sulu Adadan beri bir çok yerde beraber olta çektiğimiz Mustafa abi, yanındaki iki kişiyle benim olduğum yere geldi. Akya mücadelesinin keyfini onlarda seyretmek istiyorlardı.
Oltaların taşa geçtiği süreyi de hesaba katarsak, Akya yorulmaya başlamıştı. Bende, Akya’yı taştan kurtarmış olmanın rahatlığıyla biraz kalomayı sıktım. Akya ile olabildiğince güçlü mücadele ederek, olayın keyfini maksimum seviyede yaşamaya çalıştım.
Mücadele keyifle sürerken, Akya aşağıda gözükmeye başladı. Akya’nın döne döne gelişi çok güzel gözüküyordu. Yanımda Akya mücadelesini seyre dalan Mustafa abiler de, bu mücadelenin keyfini yaşıyorlardı. Artık, takımı elle çekmeye başlamıştım. Bu şekilde, Akya’yı zorlayarak çekince, Akya tekneye oldukça diri bir şekilde geldi. Akya’yı sudan alıp tekneye bıraktığımda, hala debelenmeye devam ediyordu. Akya’yı tekneye bıraktıktan sonra, hiç ara vermeden diğer oltayı kurtarma işine giriştim. Bu ara Mustafa abiler yanımdan ayrılmaya başlamışlardı. Benim diğer oltayı kurtarmak için yaptığım mücadeleyi, balık çekiyormuş gibi yorumladılar. Bana doğru döndüklerinde oltayı taştan kurtarıp tekneye alıyordum. Oltayı kurtardığımı görünce, geriye dönerek hızla kıyıya gitmeye başladılar. Onlar kıyıya yöneldiklerinde fotoğraf makinesini şemsiye demirine sabitleyerek, önce video, sonra fotoğraf çekimine başladım. Böylece, bir Akya avını daha belgelemiş oldum.
Kısmet Dönüş Yolunda Yüzüme Güldü
Büyük Balık Avı Videosu: https://youtu.be/xZ304CzkGCw