Merada Balon Balığının Yokluğu Akyanın Varlığının işaretidir :
Akya avı için Adrasan hayalleri kuran Nazım ve Oktay ile sabah erkenden sahilde buluştuk. Tekneye binerek Adrasan Koyunda Palamut için yüzey sırtısı çekmeye başladık. Adrasan Fenerinin açığında rastladığımız Palamut sürüsünden dört Palamut avladık. Sonra Sulu Adanın yolunu tutuk.
Sulu Adanın Beş Adalar tarafına yöneldiğimizde beşinci Palamut’u avladık. Hemen yüzey sırtılarını toplayıp Akya avı için yemli dip sırtılarının hazırlığına başladık. Akya oltalarının hazırlığı on beş dakika sürdü.
Takımları atmak için uygun pozisyona geldiğimizde oltaları denize bıraktık. Bu bölgede iki tur attık. İki tur sonunda oltalarımıza Akya vurmayınca, Sulu Adanın Adrasan’a bakan tarafına geçtik. Toptaş’ın açığını çektik. Akya vurmadı. Ama Balon Balığı da vurmayınca yavaş yavaş kıyıya doğru yaklaşmaya başladık. Benim de, Nazım da içinde büyük bir Akya hissi oluşmaya başlamıştı. Balon Balıkları oltalarımıza dokunmadıkça içimizdeki Akya avlama hissi de büyüyordu. Sanki içimizdeki balık bulucu Akya sinyali veriyordu.
Sulu Adanın küçük sahiline doğru yanaşmaya başladım. Tam bu esnada Oktay’ın kaloması hızla boşalmaya başladı. Söz birliği yapmışız gibi Nazım ile birlikte “Akya bu çek, çek” dedik. Oktay, Akya’nın şiddetle asılması, bizim “çek” dememiz karşısında bir anda bocaladı. Oltayı nasıl saracağını bir an karıştırdı. Hemen müdahalemizle kendini toparlayarak, çabucak şoktan çıktı. Oltayı sarmaya başladı. Ama oltayı çok hızlı bir şekilde sarmaya çalışınca yine müdahalemizle karşılaştı. Bu sefer de “sakin sakin sar” diyorduk.
Bir süre sonra Oktay sakinleşti. Sakince sarmaya başladı. Nazım’dan oltasını hızla toplamasını istedim. Nazım oltasını topladığında tekneyi Adrasan tarafına çevirdim. Rölanti hızında Sulu Adadan uzaklaşmaya başladık.
Bu arada Oktay’ın oltayı sarmaktan yorulmaya başladığını gördüm. Oltayı ondan isteyerek Akya’yı yükseltme ve yorma çabası içine girdim. Ama bir gariplik vardı. Olta bir çuvala takılmış gibi geliyordu. Bir ara “paraketeye mi takıldık?” diye düşündüm. Ama, olta gelmeye devam ediyordu. Zaman zamanda hafif yollu da olsa basıyordu. Çok tuhaftı.
Akya diye başladığımız mücadelenin bu aşamasında kafamda bir sürü tereddüt oluşmuştu. “Bu Akya olamaz” derken Nazım ısrarla “bu Akya” diyordu. Çektiğimizin bir balık olduğu kesindi. Ama hangi balık. Bu düşünceler içinde oltayı çekmesi için Nazım’a verdim. Nazım çekerken Akya ara sıra tekrar basmaya başladı. Akya, Nazım’ın çekişi karşısında kişiliğine geri dönmeye başlamıştı. Beni yanıltan Akya, Nazım’ı haklı çıkarmak için kalomayı boşaltmaya başlamıştı.
Bir süre sonra Akya aşağıda gözükmeye başladı. Artık, Akya olduğu konusunda bir tereddüt kalmamıştı. Akya, teknenin altında döne döne geliyordu. Balığın Akya olduğunu görünce çok sevindiğimi itiraf etmem gerekir. Aklımdan geçen başka balıklardan biri olsaydı çok üzülecektim.
Akya teknenin yanına geldiğinde uzanıp almaya çalışırken, bu sefer Nazım’ı heyecan bastı. Ben balığı almaya çalışırken, o da elini araya sokma çabasındaydı. Bu durum benim Akya’yı almamı zorlaştırsa da, senelerin verdiği tecrübeyle Akya’nın yanağına elimi sokarak hemen tekneye aldım. Akya’nın tekneye alınması en çok Oktay’ı sevindirdi. Oktay, bu balık avıyla en büyük hayallerinden birini gerçekleştirmiş oldu. Nazım’da yeni bir Akya avı yapmış olmanın sevinci içindeydi.
DIP SIRTISI YAPABILMEK ICIN COZULMESI GEREKEN SORUNLAR NELERDIR
Akya avından sonra, Fotoğraf çekmek için Sulu Adanın ufak plajına çıktık. Bu kumsalda fotoğraflar çok güzel çıkıyordu. Fotoğraf faslından sonra, burada öğle molası vermeye karar verdik. Nazım ile Oktay Sulu Adanın tertemiz denizinin tadını çıkarmak için denize girdiler. Akya avından sonra, Sulu Adanın keyfine doyum olmuyor. Balık avlayanlara büyük bir ödül gibi oluyor.
Merada Balon Balığının Yokluğu Akyanın Varlığının İşaretidir
Merada Balon Balığının Yokluğu Akyanın Varlığının İşaretidir
Çok İsteyenlerin Avladığı Akya Videosu: https://youtu.be/4nol34j7s3o