Tarih Turizmi :
Tarih Turizmi Nedir
Ülkemizin bulunduğu coğrafyada daha önce yaşanmış olan bütün medeniyetlerin bize ulaşan kalıntılarını, kültürlerini, bilgilerini ve yaşam tarzlarını ülkemizi ziyaret edenlere anlatıp gösteren faaliyetlerinin tümüdür.
Tarih turizmin layıkıyla yapabilmek bir insanlık borcudur. Dünya üzerinde yaşayan her insanın bu kalıntıları, kültürleri, onlara ait bütün bilgileri ve onların yaşam tarzlarını bilmeye hakkı vardır. Bütün bu bilgi ve değerleri sergilemek sahibi olduğu ülkenin asli sorumluluğudur. Üstelik bu sorumluluğu en iyi şekilde gerçekleştirirken çok büyük turizm gelirleri elde etmek mümkündür.
Tarih Turizmini En İyi Şekilde Yapan Ülkeler En Prestijli Olanlardır
Bir ülkenin tarihinin zenginliği yaşanan coğrafyanın değerinin göstergesidir. İnsanlık her zaman yaşamını kolaylaştıran coğrafyalara yerleşmiştir. Tercih edilen yerin doğruluğu medeniyetin ne kadar gelişip zenginleşeceğini belirler. Bu anlamda Türkiye tarih boyunca her insan topluluğunun birinci öncelikle yaşamak istediği coğrafya olmuştur. Dünya üzerindeki en büyük, güçlü ve zengin medeniyetler Türkiye coğrafyası üzerinde kurulmuştur.
https://www.adrasanbalik.com/arykanda-antik-kenti-finike-anyalya/.html
İnsanlık Tarihi Boyunca Yerleşim Tercihlerini Neler Belirlemiştir
- Yarımada olmak,
- Değişik İklimlere Sahip Olmak,
- Su kaynaklarının verimli olması,
- iklimin yaşamaya uygun olması,
- Ticaret yollarının merkezinde bulunmak Likya Yolu gibi,
- Zengin yer üstü ve yer altı kaynaklara sahip olmak,
- Savunulması Kolay Olmak…
Bütün bu sayılanlar ve sayılmayanlar insanların bu topraklarda yaşama isteğini kamçılamıştır. Bu yüzden pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Artık bu coğrafya Türk Halklarının toprağıdır. Birlik ve beraberliğimiz devam ettiği sürece de böyle kalacaktır. Dinimiz de, medeniyetimiz de bu birlik ve beraberliği devam ettirecek her türlü unsura fazlasıyla sahiptir. Yeter ki biz akıllı olalım.
Tarihi Zengin Olanın Sorumluluğu Nedir
Ulaşabildiği her türlü tarihi, kültürü ve kalıntılarını ortaya çıkarıp insanlığın hizmetine sunmaktır. Bu vazgeçilmesi mümkün olmayan çok kazançlı bir görevdir. Bu görevi layıkıyla yapmak ve bu faaliyetten büyük kazançlar elde etmek mümkündür. Bu durumda biran evvel tarihimize sahip çıkıp, çok iyi tanıtım yapıp bütün tarihi eserleri ve bunlara ait kültürleri gün yüzüne çıkarmamız gerekir. Bunu yapmak için geçen her saniye ülkemiz için büyük kayıptır.
Tarih Turizmi Bütün Diğer Turizm Kollarında Daha Önemlidir
Tarih turizminin konaklama gün sayısı 365 gündür. Yani senenin her günü turizm yapma imkanı vardır. Böyle bir potansiyel hiçbir turizm kolunda yoktur. Üstelik Tarih Turizmi doğru kurgulandığında bütün insanlığı ilgilendiren bir faaliyettir. Her kes bu faaliyete katılacak bir veya daha fazla bahanesi vardır. Örneğin bütün Hristiyanlar St. Nicholas Kilisesini ziyaret edip hacı olmalıdır. Bu söylem milyarlarca Hristiyan’ı Demre’ye getirmelidir. Örneğin dünyadaki bütün Ortodokslar her sene akın akın İstanbul’a gelmelidir. Örneğin bütün insanlık özde birlik olmak için Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin dergahını ziyarete gelmelidir. Bu örneklerin sayısı ülkemizde yüzbinlercedir.
Tarih turizmini layıkıyla yapsak 365 gün üzerinden ülkeye gelmek isteyen turistlere yıllık kota koysak yine talebi karşılayamayız. Bunu yapabilmenin yolu; çok iyi düzenlenmiş ve devamlı güncellenen web siteleri ile tanıtımdır. Reklamla bir kesime kadar ulaşmak mümkünken web sitesi önünde bir engel yoktur. Üstelik web sitesi reklamdan yüzlerce kat daha ucuz ve çok etkili bir yoldur.
Adrasan Tarihiyle İlgili Bir Video: https://youtu.be/MkSlPr8evH8
Tarih turizminin gelişmesi ülke ekonomimiz için gerçekten çok önemli.