İki Akya Kaçtı Üçüncüyü Serbest Bıraktım :
Hevesle sabah erkenden kalkıp olta ile balık avına çıktım. Amacım bugün devasa bir balık avı yapmaktı. Hava ve deniz çok güzeldi. Zaten böyle günlerde deniz beni çağırır. Denizin güzelliğinin çağrısına kayıtsız kalmam mümkün değildir. Bence her şeyin en güzel olduğu yer denizidir. Denizde olduktan sonra geri kalan her şey hediyedir. Bu hediyeler denize olan tutkumu bir kaç kat daha arttırır. Ama en güzel hediye serbest dalış veya zıpkınla balık avı yapmaktır. Suyun içinde olmak en çok keyif aldığım şeydir. Suyun içinde performans yapmak bu keyfi doruklara çıkarır. Aynı devasa bir balıkla olta ile mücadele etmek gibi.
Böyle güzel günlerde denizde tekne ile yol alırken ilk yaptığım şey, Allah’a bunu kısmet ettiği için şükretmektir. Denizde olmak benim zenginliğimdir. Oltalar suda meraya doğru yol alırken hep bunları düşünürüm. Bu düşünceleri kaloma boşaltmaya başlayan yem balıkları bozar. Yem balığını tekneye alıp yola devam ederken sabah çayı ile beraber bisküvi atıştırırım. Açlığı yatıştırdıktan hemen sonra büyük balık avı macerası başlar.
Pırasalı Adaya Yaklaşırken Canlı Yem Avı
Adaya yaklaşırken alınan canlı yem ile büyük balık avı başlar. Önce adanın etrafını çekerim. Sonra Çoban Limanına doğru yönelirim. Bugün ilk Akya Çoban Limanına girmeden önce 60 – 70 m suyunda oltaya atladı. Hemen taşlık alandan uzaklaşarak açığa doğru çıktım. Sonra büyük balık mücadelesi başladı. Balık çok sıkı mücadele ediyordu. Devamlı kafa vuruyordu. Bu yüzden kalomayı gevşek tutuyordum. Artık mücadelenin sonuna yaklaşıyordum. Ama Akya her şeye rağmen kancadan kendisini kurtulmayı başardı. “Sağlık olsun” deyip yeni canlı yem için olta çekmeye başladım.
Canlı yemi, Çoban Limana girdikten hemen sonra yakaladım. Vakit kaybetmeden Akya Oltasını hazırlayıp suya bıraktım. Sonra açığa doğru olta çekmeye başladım. İkinci Akya 70 – 80 m suyunda oltaya atladı. Onunla da uzun bir mücadelem oldu. Ama sonuç değişmedi. Oda bir süre sonra kendini kancadan kurtardı. Bunun üzerine hiç bir problemi gözükmeyen kancayı değiştirme kararı aldım.
Dönüş Yolunda Büyük Balık Arayışına Devam
Artık zaman ilerlemiş dönüş vakti gelmişti. Pırasalı Adanın boğaz kısmından nispeten hızlı bir şekilde geçip koya doğru girdim. Gemliyik Koyuna kadar hızlıca yol aldım. Koya tam girmek üzereyken yem balığı oltama takıldı. Akya Oltasını hazırlayıp büyük balık avına başladım. 50 m suyunda Akya tekrar oltaya atladı. Ama mücadele şekline bakılırsa diğerlerinden daha küçük bir balıktı. Kısmet deyip mücadeleyi sürdürdüm. Artık bir balığı tekneye kadar çekmek istiyordum.
Mücadele çok sürmedi. Balığı teknenin yanına getirdiğimde küçük olduğunu gördüm. Ben en azından 15 – 20 Kg üstü bir balık istiyordum. Hiç düşünmeden tekneye aldığım 5 Kg civarında olan balığı geri saldım. Balıkla mücadele etmek güzel, ama 5 – 7 Kg gibi bir Akya’yı almanın çok anlamlı olmadığını düşünmekteyim. En azından tur dışında yalnız çıktığımda bana anlamlı gelmiyor. Tabi ki, balık avı turunda ilk defa büyük balık avı yapan arkadaşlar için aynı şeyi düşünmüyorum. İlk defa büyük balık yakalayan avcılar için 3 – 7 Kg arası bir balık alınması makul bir balıktır. Bu yüzden geri bırakmayı onların inisiyatifine bırakıyorum. Geri bırakmazlarsa anlayışla karşılayıp turumuzu bitirip keyifle sohbet ederek geri dönüyoruz.
Ufak balıkları geri bırakanın oltasını büyük balıklar şenlendirir.
Bu cümle yüzlerce deneyimle tespit ettiğimiz bir gerçektir. İşte bu yüzden 10 Kg kadar olan Akyaları gerçekten ihtiyaç değilse hiç düşünmeden geri salarız. Çünkü her seferinde ödülümüz büyük olur.
Büyük Balık Avı Videosu: https://youtu.be/fqTMFUIDj_4